dean'in izledikleri

Başlatan dean, 19 Ağustos, 2013, 15:53:49

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

dean

Teenage Mutant Ninja Turtles



http://www.imdb.com/title/tt1291150/

  Bu filmi beğenip, beğenmemek tamamen beklenti ile alakalı. Film duyurulduğunda stüdyosu, yapımcısı, yönetmeni itibariyle zaten bu filmin vaat ettiği buydu. Transformers formülünü uygulayacaklardı ve uyguladılar. Görseli, aksiyonu ön planda, hikaye ikinci planda. Zaten bu adamlar(yönetmen;Jonathan Liebesman, yapımcı;Michael Bay) hep bunu yapmadı mı ? Yaptı. Aksini beklemek zaten anca hayal kırıklığı ile sonuçlanır. Zaten beğenmeyenlerde beklentileri yüksek tutanlar oldu tabi. Yani bu filmden sadece eğlence beklemek lazım o kadar. Son olarak doksanlardaki Ninja Kaplumbağa filmlerinin tadı yok diyenler var. Bende diyorum ki zaten doksanlardaki neyin tadı şuan var ki Ninja Kaplumbağaların olsun :)

dean

The Purge: Anarchy



http://www.imdb.com/title/tt2975578/

  The Purge: Anarchy ilkine kıyasla çok daha iyi bir film. İlk filmi izlerken hep akılda şu soru oluşuyordu; insanın elinde böyle bir konu varken neden bir evin içinde hapis kalalım ki ? İkinci filmde ise tamamen dışarısını görüyoruz. Adının hakkını vererek bize anarşi ortamını gösteriyor. Film olarak kalitesi tartışılır ama ilkinden çok daha iyi olduğunu tekrar söylemek istiyorum. The Purge serisi yapımcıların istediği gibi giderse ki gidiyor, her sene bir film ile seriyi devam ettirecek. Zaten üçüncü film de duyurulmuş bulunmakta.

dean

The Hunger Games: Mockingjay - Part 1



http://www.imdb.com/title/tt1951265/

  İkiye ayrılmasından dolayı zaten çok büyük bir beklentim yoktu filmle ilgili ama bu derece hayal kırıklığına uğrayacağım aklıma gelmezdi. Aslında hayal kırıklığı doğru bir tabir değil. Çünkü kendimi sinirli hissediyorum filme karşı. Ben hayatımda seri filmlerde bu kadar anlamsız bir parça görmedim. Tamam part 1 mantığı her zaman serinin öksüz filmidir ama bu derece seyirciyi afedersiniz ama aptal yerine koymak da başka birşeydir. Seneye gelecek olan Part 2'nin içinde anca 25-30 dakikalık yer kapsayacak sahneleri kesip 2 saatlik film yapmak gerçekten seyirciyi yolmaktan başka hiçbir şey değildir. (Tabi bunun Blu-ray'leri felanda var.) Filmin yapımcılarından biride çıkıp yok tek filmde anlatamazdık felan demesin. Mockingjay tek film olsaydı emin olun bu filmdeki sahnelerin bir saatten fazlası kurgu masasında atılırdı.

  Aslında Mockingjay ile ilgili sıkıntı zaten kitabında başlıyor. Kitapta serinin en zayıf halkasıydı. Düzgün tek filmin bile çıkmayacağı kitaptan 2 film çıkarırsanız ortaya part 1 gibi bi'şey çıkar işte. Bu film(film bile demek istemiyorum.) sadece part 2'nin fragmanı o kadar. Üzerine para verdiğimiz, hatta Blu-ray'ini alacağımız iki saatlik bir fragman.

 

doktor1881

teşekkürler Dean Sinemaya gitmekten vazgeçtim 2. si çıktığında seyrederim artık Yalnız şu fikrine katılmıyorum Mockingjay kitap olarak serinin en zayıf halkası olarak görmüyorum çok beğenmiştim hatta gözlerim dolmuştu

dean

Alıntı yapılan: doktor1881 - 24 Kasım, 2014, 19:35:28
Yalnız şu fikrine katılmıyorum Mockingjay kitap olarak serinin en zayıf halkası olarak görmüyorum çok beğenmiştim hatta gözlerim dolmuştu

  Zevkler ve renkler tabi ki. Bu kadar çeşitli ürün bu yüzden var. Lakin Suzanne Collins'i bu derece komple bir isyanı ele alabilecek derecede yetenekli bir yazar olarak görmüyorum. Kitapların kahraman anlatıcı bakış açısı ile yazılmasınında ülke çapında bir isyanı anlatmak için işlevsiz bir teknik olduğunu düşünüyorum. 12 mıntıka ayaklanmış, Capitol ile şavaşılıyor biz Peeta, Peeta diye dolaşan reklam yıldızı kılıklı bir karakterin bakış açısına hapsoluyoruz.

  Açıkçası ben kitabı resmen işkence çekerek okudum :) ilk iki kitabı bir haftada bitirmiştim. Sayfaları hevesle çeviriyordum. Ama üçüncü kitap aylarca bitmedi. Ama kitabı da filmine sevenin adına mutlu olurum o ayrı. Yukarda dadiğim gibi zevkler ve renkler.

dean

42



http://www.imdb.com/title/tt0453562/

  42, izlemeyi hep ertelediğim filmlerden biriydi. Aslında güzel, izlemeye değer bir film olduğunu biliyordum ama araya başka şeyler giriyordu. Bu sefer izlememi sağlayan etmen ise ne yalan söyleyeyim Black Panther oldu. 42'de ki başkarakterimiz Jackie Robinson'ı Black Panther rolüne seçilen Chadwick Boseman oynuyor. Boseman'ı daha önce izleme fırsatım hiç olmamıştı. Birazda onun etkisiyle filmi izledim ve filmi oldukça beğendim. Güzel bir dönem filmi izlemek isteyen herkese tavsiye ederim.

dean

Sabotage



http://www.imdb.com/title/tt1742334/

  Sabotage'ı izlememin ana etkeni yine 42'de olduğu gibi bir çizgi roman uyarlaması olan Suicide Squad. Sabotage'ın yönetmeni David Ayer'ın elinden çıkacak bildiğiniz gibi Suicide Squad. Yalnız şöyle bir durum var. Ayer'ın daha önceki Street Kings ve End of Watch filmlerini de izlemiştim. Sonuç olarak Suicide Squad için pek ümit vaat eden işler değil bunlar. Ayer'ın son filmi Fury ise belki de benim açımdan Suicide Squad için tek umut.

  Filme dönersek filmi hiç beğenmediğimi söylemek durumundayım. Filmin sonu daha ilk saniyesinden belli olduğu için, bütün filmi sevmediğim bir filmi 10. kez izliyormuşçasına izledim. Sonunu geç, sona giden yol nasıl diye baksan o daha beter. Çünkü film inanılmaz basit bir hikayeye ve 2. sınıf senaryoya sahip. Senaryo aslında yarattığı karakterlerin üzerine eğilmek istiyor ama karakterler o kadar sığ ve iki boyutlu ki belli bir süre sonra ilginizi kaybetmeniz kaçınılmaz oluyor. Böylece çok sağlam bir aksiyon filmi çıkacak kadronunda harcandığını düşünüyorum. Bu arada 10.000 kere F*ck deyince filmin başyapıt olmuyor Ayer efendi.

dean

Hercules



http://www.imdb.com/title/tt1267297/

  Brett Ratner, Mark Steven Johnson ve David Yates ile birlikte en sevmediğim yönetmenler üçlüsünü oluşturur. Zaten Brett Ratner'ın projenin içinde olduğunu gördüğüm geçen yıl bütün umutlarımı kaybetmiştim. Her ne kadar bu senenin bir diğer Hercules'ı olan The Legend of Hercules'ın dan daha iyi görünsede yine elimizde ciddi bir hayal kırıklığı var. Aslında çok basit olsada Hercules'ın mitolojisi ile akıllıca oynamaya kalkan senaryo, pek akıllı olmayan yönetmenimizin elinde paçavraya dönmüş. Film direkt aksiyona dalsın mantığıyla kurgu odasında nasıl kesildiyse 98 dakikalık filmden sonra elinizde hiç hikaye kalmıyor. Filmin belki de tek düzgün kısmı olan Hercules'ın origin'i ile ilgili söylemlerde filmin son perdesinde anlamsızlaşınca da film etkisini tamamen yitiriyor. Son olarak 1 saniye görünen Barbara Palvin ve 10 saniye görünen Irina Shayk'ı filme dahil etmekte anca dahi bir yönetmen olan Brett Ratner'ın engin vizyonu ile gerçekleşebilirdi.

dean

Beetlejuice



http://www.imdb.com/title/tt0094721/

  Bazı filmler vardır zamansızdır. Her dönemde aynı keyifle izlenebilir. Kendisinden sonra gelenleri etkiler ve başyapıt olarak anılmaya başlanır. Bazı filmler ise dönemlerinde güzeldir. Kendisi zevkle izletir. Ama döneminde çıkıldıktan sonra o etkisini kaybetmeye başlar. Beetlejuice benim için ikinci kategorinin filmi. Eminim ki 1988 yılında izleseydim daha keyif alabilirdim. Hatta o kadar da değil, kendim küçükken izleseydim de keyif alabilirdim. Ama şu an izleyince açıkçası film bana oldukça itici ve yavan geldi. Aslında The Goonies filmindeki durum kendi adıma tekrar etmiş oldu. Keşke iki filmi de bundan on yıl önce izleyebilseymişim.

alan ford

Alıntı yapılan: dean - 29 Kasım, 2014, 15:58:11
Beetlejuice

Haftaya bu filmi kızımla izleyeceğiz , ben de yıllar sonra nasıl bir etki bırakacak merak ediyorum.
kaçmayı denemek bir tutsağın görevidir

dean

Alıntı yapılan: alan ford - 29 Kasım, 2014, 17:28:20
Haftaya bu filmi kızımla izleyeceğiz , ben de yıllar sonra nasıl bir etki bırakacak merak ediyorum.

  Aslında güzel film de. Ah! işte biraz geç izledim ben.

Mrtekin

Dean'in Sabotage filmi ile ilgili söyledikleri ile %90 mutabık kalsam da:

Street Kings ve End of Watch çok iyi filmlerdir. Özellikle End of Watch.

Fury de gerçekten çok iyiydi.

Bence filmde Arnold faktörü olunca bağlayamamışlar, senaryo salçaya dönmüş ama yine de seyrediliyor öyle çok kötü, bir fecaat da değil.

Esasen, Arnold'u tek kişilik Kahraman versiyonlarında izlemek daha keyifli: Mesela, "the last stand" bence hiç de fena değildi.

Netice olarak, David Ayer iyi bir yönetmendir, arada kazalar olur, önemli olan oyunda kalabilmeyi başarmak, gelecekte çok daha iyi filmlerini seyredeceğimize eminim.

They drew first blood...

dean

Alıntı yapılan: Mrtekin76 - 29 Kasım, 2014, 23:22:41

Dean'in Sabotage filmi ile ilgili söyledikleri ile %90 mutabık kalsam da:

Street Kings ve End of Watch çok iyi filmlerdir. Özellikle End of Watch.


  Mrtekin76, sanırım ufak bir yanlış anlaşılma oldu. Ben Street Kings ve End of Watch kötü filmler demedim. Hatta 10 Eylül 2013'te bu sayfada  End of Watch  için "Kalkamadım başından çok beğendim" Street Kings için ise yine bu sayfada 22 Ocak 2014'te "Kötü bir film değil" "rahat izlenebilecek bir film" demişim.

Alıntı yapılan: dean - 29 Kasım, 2014, 15:26:01

  Sonuç olarak Suicide Squad için pek ümit vaat eden işler değil bunlar. Ayer'ın son filmi Fury ise belki de benim açımdan Suicide Squad için tek umut.


  Yukardaki yazıma tekrar dönersek zaten filmler kötü demiyorum. Siucide Squad için bana ümit vaat etmiyor diyorum. Yani yorumu Suicide Squad etrafında yapıyorum.

Mrtekin

Sorun yok, Dean, ben %90 mutabık kaldım zaten.

%10, biraz Ayer'i savundum. :)

Bi filmi (suicide kings) görelim de, hayırlısı, o zaman daha etraflı değerlendiririz.

Ben kendi adıma yorumların için çok teşekkür ederim. Çok başarılı yorumlar.

They drew first blood...

dean

Alıntı yapılan: Mrtekin76 - 30 Kasım, 2014, 00:00:21
Sorun yok, Dean, ben %90 mutabık kaldım zaten.

%10, biraz Ayer'i savundum. :)

Bi filmi (suicide kings) görelim de, hayırlısı, Dean.

Ben kendi adıma yorumların için çok teşekkür ederim. Çok başarılı yorumlar.



  Ayer'ın özgeçmişi türü olan filmler için iyi zaten. Training Day'in de yazarıydı. Ben şuan da esas Fury'nin Blu-ray'ini bekliyorum. Fury ile ilgili yorumlar olumluydu. Bakalım o nasıl olmuş. Sabotage'da ki hayal kırıklığımı silecek gibi orada :)