Çizgi Roman Piyasası ve Sorunları

Başlatan tommikser, 09 Ağustos, 2010, 12:15:09

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 3 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

darkwood

Alıntı yapılan: designer73 - 01 Aralık, 2012, 12:00:03
Şimdi bu yayının ederi 40 TL mı, 10 TL mı?

Çizgi romanın içindeki bir insan bile fiyatından ötürü yaklaşmamışsa, bilmeyen birinin ilgisi ne olur?

Atıyorum; fiyatı 20 TL olsa daha fazla kişi alır mıydı?

Daha fazla insana ulaşması bir kitabın değerini artırmaz mı?

Dünyanın en güzel kitabını basıyorsunuz ama okuyan yok! Ne anladım bu işten?

Aynen katılıyorum, yayınevi bu güzel kitabı zamanında 40 yerine, 20 tl.ye çıkarsaydı çok daha fazla satın alıp okuyanı olurdu. Yayınında seri olarak planlandığı şekilde çıkma şansı olurdu. Bazı yayınevlerinin yanlış fiyat politikaları daha en başında kitabı bitiriyor.
Darkwood Sakinleri..

pizagor

Pearl Jam dostumuzun güzel yazısına cevaben bir şeyler karalamak istiyordum bir haftadır. Ancak az evvel yazabildim... Bloğumu da düşünerek yazdığım için, giriş gelişme sonuçlu kompozisyon gibi birşey oldu :) kusura bakmayın...

http://pizagorgunlukleri.blogspot.com/2012/12/yeni-bir-altn-cag.html

Yeni Bir Altın Çağ...

Amerikan büyüklerinin ve hatta bağımsızlarının hızlandığı, zamanında vazgeçilmiş olan İtalyanların yeniden denendiği, manga gibi daha önce kendine yer bulamamış bir türün en üst düzey örneklerinin ardarda raflara dizildiği, kılıçlı – Osmanlı tokatlı yiğitlerimizin yeniden akıllara düştüğü, her akımdan yepyeni kahramanların okurun önüne konulduğu, yani kısaca çizgiroman çeşitliliğinin tavan yaptığı ve çizgiromanevlerinin derinlerden daha görünür – daha büyük– daha pahalı yerlere çıkmaya çalıştığı bir dönemden geçiyoruz...

Pekiyi bu beklenen Altın Çağ mı?

Türün meraklıları artıyor mu?

Çizgiroman piyasasında el değiştiren para artıyor mu?

Artıyorsa bu çizgiroman okur sayısının artmasından mı kaynaklanıyor yoksa mevcut okur kitlesi her geçen gün cebinden biraz daha fazla bir para mı çıkarıyor?

Çizgiromanı genel manada ne bekliyor?

Bu ve benzeri sorulara yanıt aradığım ve peşinen söyleyeyim pesimist bir yazı olacak bu!

Okur sayısı artıyor mu, önce ona bir bakalım:

Bir yıl kadar olmuştur, Altın Madalyon Çizgiroman Forumu'nda her ay için düzenlediğimiz satış rakamları anketinden yola çıkarak çizgiroman okuru sayısı tahmini yapmıştım.

'Satış rakamları anketi de bir fikir verebilir. Örneklem olarak Nisan 2011 rakamlarını alıyorum: 36 yayın çıkmış, oy kullanan 54 kişi bu çizgiromanlardan toplamda 537 tane satın almış. Kişi başı ortalaması 10 çizgiroman gibi.
Bir çizgiromanın satış adedi olarak ortalama 300 rakamı telaffuz ediliyorsa Nisan'ın 36 yayınının satış adedi karşılığı 36x300=10800 olmalı. Ortalama 10 kitap alıyorsa bir çizgiroman okuru, demek ki 10800/10=1080 okur olmalı. Hata payı falan filan diyelim, hepi topu 1200 çizgiroman okuru var!'

Demişim...

Aynı metodolojiyle bir de Altın Madalyon'un Nisan 2012 anketi satış rakamlarına bakalım :

29 yayın, oy kullanan yine 54 kişi, toplamdaki satınalma adedi 514. Kişi başı çizgiroman alımı ise bu durumda 9,5'a düşmüş...

Yukarıdaki yaklaşımdaki en büyük sapmayı yaratan unsur olan satış adedi ortalamasına artık şüpheyle bakıyorum. Malum neredeyse tüm yayıncılar kaç adet sattıkları bilgisini kozmik odalarında devlet sırrı gibi saklamakta. Dolayısıyla içeriden başka bir bilgi kaynağına ihtiyaç vardı ve Nisan 2011 yaklaşımında kullandığım 300 rakamı piyasanın göbeğinden, çizgiromanevi sahibi dostlardan edindiğim izlenimlerin neticesiydi...

Amma velakin geçenlerde yayıncı bir dostumuzla yaptığım konuşmada şöyle bir ifadeye yer verdi: 'En az satılan yayınım 450 adetle **** oldu.' Ama başka şeyler de söyledi, şöyle ki: İlk 2 – 3 sayısı yüksek satış rakamlarına ulaşan (yüksek dediğim 700 albüm) seriler sonrasında düşüş göstermeye başlıyor. Yayıncının görece genel kabul gören bu serileri için telaffuz ettiği rakamlardan hareketle genel ortalama satış rakamını 400'e çekmek daha doğru bir yaklaşım olacak...

Bu durumda Nisan ayının çizgiromanları toplamda 11600 adet (29 yayın x 400 adet) satmış oluyor. Kişibaşı satınalma ortalaması da 9,5 olarak gerçekleştiğine göre okur sayısı 1221 (11600 albüm / 9,5) olarak hesaplanıyor...

Kabullerle dolu olduğunu inkar etmediğim bu yaklaşıma göre okur sayısı bir yılda 140 artmış. Oransal olarak ciddi bir yükseliş olsa da niceliksel olarak çok sığ bir artış aslında. Aramıza katılan bu fazladan 140 okurun hatırına yaşanmıyor bu çeşitlilik patlaması, yaşanamaz. Nedeni de çok bariz: Yine aynı yayıncı dostumuzdan edindiğim bilgi, bir çizgiroman albümünün maliyetini çıkarması için ortalama rakam 300 tane satması. Demek ki bu yeni okur dostlarımız maliyeti dahi kurtaramıyor! Öyleyse geriye tek seçenek kalıyor, kadim dostlar...

Pekiyi bu piyasa nasıl bu kadar çeşitlendi, biraz da bunun üzerine konuşalım...

Bu konudaki en büyük etken bundan 4 – 5 sene önce çizgiromana gerçekten aç bir kitlenin olması. Bu kitle çizgiromana 'daha fazla' para harcamaya hazırdı ama alacak 'daha fazla' çizgiroman bulamıyordu. Aç bir insanın önüne köfte koyduğunuzda 'Ben bunu yemem, bana pirzola verin!' demeyeceği gibi aç okurda önüne hangi çizgiroman çıksa fazla sorgulamadan aldı, almaya çalıştı, yeter ki çizgiroman olsun. İçten içe yaşadığı 'Bunu da niye aldım ki!' pişmanlığını yayıncıya destek sempatisiyle yamadı...

Sonra yavaş yavaş çeşitlilik artmaya başladı. Bu yumuşak geçişe çizgiroman okuru olumlu tepki verdi, çizgiroman aldı, aldı, aldı. Ama yine forumlardan edindiğim izlenim okurun bütçe açısından limitlere gelmiş olduğu ki bu çok önemli bir nokta. Bu noktadan sonra çıkacak her yeni serinin kendisine maliyetini kurtaracak ve bir miktarda kar bırakacak şekilde mevcut okurlar dışında asgari 350 yeni çizgiroman okur yaratması gerekiyor. Aksi takdirde okurun karşısına iki durum çıkacak: yılların ağır toplarına veda etmek ve azalan satış adetlerine bağlı olarak artan albüm fiyatlarına razı olup daha fazla fedakarlık yapmak! Zaten 'azalan satışa göre artan albüm fiyatlarına razı olmak' aslında birinci Altın Çağ'ın sonrasını özetlemiyor mu bize...

Gözlemlediğim kadarıyla yayıncı fiyatı düşüreyim de daha geniş kitleye ulaşayım demiyor. Yayıncı albümün maliyetini 300'de çıkarmayayım da 600'de – 1000'de çıkarmaya başlayayım riskini almıyor. Yayıncı '500 de satsam, 1000 de satsam aynı parayı kazanıyorum. Öyleyse niye uğraşayım!' mantığında, yükü okurun sırtına bindiriyor...

Umutla bakılan bir manga okuru kitle var ki biraz da bunu deşelim...

Bir kere benim gözlemlediğim bu kitle büyük sadakatle sadece manga okuyor. Böylesi tür sadıkları sadece o türün örneklerinin çoğalmasını sağlar. Bizimki gibi sınırlı sayıda okurun bulunduğu piyasalarda dolaylı olarak da diğerlerini baltalar. Manga özelinde konuşmayalım, 'western'e bakalım. Sevenleri alınmasın (ki ben de seçici olarak western okurum) yazdıklarıma ama yakın zamana kadar westernin durumu budur. Diğer türlere yaşam hakkı tanımadan ortalığın her çeşidinden westerne boğulamasını sağlamadılar mı tür tutkunları... O zamanlar mangakalar üretmiyorlar mıydı eserlerini, bunları merak eden birileri yok muydu bu memlekette... Çeşit çeşit westernin kendi albümleri, serileri varken mesela frankofonlar çocuk dergileri olarak adladırılan yayınlarda kendilerine 6 – 8 sayfa yer bulmuyorlar mıydı...

Belirli bir tür tutkunluğu aşırıya kaçtığı takdirde yarar değil zarar getirir. Dünün westen fenomeni bugün manga fenomeni olmuştur kanımca. Tapındıkça çeşitliliği artacak, gideri olduğu için yayıncılar diğer türleri rölantiye alırken mangayı ön plana çıkarmaya başlar. Sonra bir bakmışız raflar manga dolu! Biz de çizgiroman sevdalısıyız ya, bu manga denen meret de güzel, eskiyi unutup olanı okumaya devam ederiz...

Pekiyi ne yapılmalı?

Çizgiromanın kesinlikle ucuzlaması gerekiyor. Bunun iki yönlü faydası olacaktır. Birincisi ve hoş olanı şu anki haliyle pahalı olan bir hobiye kaynak ayıramayanlara da bir şekilde çizgiromana ulaşma imkanı tanıması... İkincisi ise halihazırda çizgiroman okuyan kitlenin sınırlı kaynağıyla daha fazla çizgiroman okuması ve bunun yaratacağı döngü: okurların forumlarda sağda solda çizgiromanlar hakkında daha fazla konuşması, reklamını yapması, başkalarını itkilemesi, itkilenen okurun düşük fiyatlı çizgiromanı çok da düşünmeden raftan çekip satın alması şeklindeki döngü...

Çizgiroman nasıl ucuzlar? Tabi ki kitleyi arttırarak, risk alarak, geri dönüşü daha uzun vadeye, daha yüksek adetlere taşıyarak...

Bunu kim(ler) yapabilir? Maalesef yayıncılarımızın bu riski alabilecek, bu finansman yükünü kaldırabilecek durumları yok. Bütün yollar düzenli çizgiroman yayını yaparak kitleyi beklenti içerisine sokacak, elindeki reklam gücünü kullanarak çizgiromanı cazibe merkezi haline getirebilecek holding medyasına çıkıyor...

Mesela NTV Batman yayınlasın diye kampanya başlatıldı. Batman olmasın da düzenli yayınlanacak nitelikli başka bir yayın olsun, Corto gibi kısa soluklu olmasın. Bir gerçekleşse onun rüzgarından mevcut yayıncılar da nemalanacak dolayısıyla okur da...

Çizgiromanın geleceği için karamsar mı karamsarım...

Yeni bir Altın Çağ mı?

Veriler öyle söylemiyor...
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar...


hanac

Çok güzel bir yazı olmuş Özgür.

Manga ile ilgili ufak bir not düşmek istiyorum;

Çevremde pek manga okuyan yok, dolayısıyla o manga okuyan kitleyi tanımıyorum.

Ama 2 yıl önce yapılan 2010 yılının en iyi çr ları oylamasında manga kategorisi bile yoktu.

Geçen yıl dahil oldu, bu yıl ise en çok çekişmenin olacağı kategori olacaktır diye düşünüyorum.

gamlıbaykuş

Özgür abi gerçekten güzel bir yazı olmuş. Ben de kendi adıma mangaların comicslere zarar verdiğini düşünrüm. Ayrıca bu yazıyı tek tek yayınevlerine ulaştırmak lazım...
Hayat ne kadar güzel, hoş,
Haydi durma sevgiline koş...

connyapku

Aynen katiliyorum bu yaziyi yayin evleri okumali.

s.b

Çizgi roman okurları ve yayıncıları için kıymetli bir rapor hazırlamışsınız.
Çeşit olarak Altın Çağ diyebiliriz sanıyorum. Fakat baskı sayısı olarak Altın Çağ dememiz mümkün değil. Bir zamanların 100.000 adedi nerede şimdiki 500 veya 2.000 adet nerede.
Tuhaf bir durum doğrusu. Tuhaflık şurada; hem satışlar düşük deniyor hem de bu piyasaya yeni yayıncılar ve yeni yayınlar giriyor.
İNANDIĞIN GİBİ YAŞAMAZSAN YAŞADIĞIN GİBİ İNANIRSIN

pearl jam

Sevgili pizagor un yazısı çizgi roman piyasasıyla ve mevcut durumla ilgili gayet yerinde tespitler içeriyor ama yine de piyasayla ilgili kötümser bakış açısına katılmam mümkün değil.

Öncelikle şunu cevaplayalım : Bu bir altın çağ mı? Evet bence öyle. Ama bu sorunun cevabı biraz da altın çağ ifadesinden ne anladığımıza ona ne anlamlar yüklediğimize bağlı. Açıkçası günümüzde ( internet çağında ) eski zamanlardaki gibi 100 bin adetlik satışlar beklemek saflık olur. Her dönemi kendi şartlarına göre değerlendirmek gerekir.

Benim için altın çağ olabildiğince çok çeşitte çizgi roman yayımlanmasıdır. Bir anlamda altın çağ insanın kendine yakışanı giymesidir  ;D Piyasanın kendimize yakışanı bulabileceğimiz çeşitliliğe sahip olmasıdır. İşte altın çağ budur yoksa 10 çeşit çizgi roman basılıp bunların onbinler satması değildir bence.

Bir de tabii bu altın çağ Türkiye'nin altın çağı  bunu da unutmamak lazım. Yani bugüne kadar dünyada üreticileri hariç sadece bizim , Yugoslav ülkelerinin ve sanırım Meksikanın ( güney amerika nın ) haberdar olduğu fumettiler ( iyi ki de haberdarız ), klasik bir kaç ( red kit - ten ten ) frankofon ve barbarlar haricinde senelerce neredeyse başka hiçbir şey yayımlanmamış bir ülkede çeşitliliğin bu kadar artması ve bunun 3-4 yıldır artarak devam etmesi yani belli bir oranda sürekliliğin de sağlanması bir çizgi roman severi nasıl karamsarlığa sürüklüyor anlayamıyorum.

Daha önceki iletimde de belirttiğim üzere kaybedecek neyimiz var ki karamsar oluyoruz? Felaket senaryoları gerçekleşse dahi en kötü bundan 3-5 sene önceki halimize geri döneriz ki bence bu da mümkün değil. Çünkü piyasa sevgili pizagor un da yazısında belirttiği bir zamanların çizgi romana aç kitlesinin "ntv den önce" yayımlanan sınırlı sayıdaki çizgi romandan çok daha fazla çizgi roman talebi olduğunu anladı. Bu yüzden ben yayımlanan kitap sayısı zamanla azalacak olsa dahi hiçbir zaman eskisi kadar azalmayacağını her halükarda eskisinden iyi olacağımızı o yüzden de dertlenmeye gerek olmadığını düşünüyorum. Yarın bir gün ülkede büyük bir ekonomik kriz olursa da sanırım hepimizin kitaplığında uzun süre idare edecek kadar okunmamış çizgi roman vardır.  :)

Sadece manga okuyan kitle için de çok karamsar değilim. Önemli olan alışkanlıktır. Çizgi roman alma, okuma alışkanlığı kazanan insan belli bir süre sonra farklılık arayabilir. Bir de bu manga okuyan kitlenin mangayı bildiği, gördüğü için manga okuduğu gerçeği var. Ben mesela altın madalyon da birinci seçilmeden önce Thorgal almıyordum. Şimdi düşününce çok salakça geliyor Thorgal almamak ;D ama almıyordum işte çünkü yeterince bilmiyordum. Yani bugün gereklinin sitesine üye olan bir manga sever meraktan diğer kitapları da incelemeye başlayabilir bu kitlenin % 10 u dahi manga dışındaki farklı türlere de yönelirse önemli bir sayıdır.  Çünkü gördüğüm kadarıyla oldukça fazlalar. Ama pizagor un belirttiği gibi manga nın piyasadaki diğer türleri yok etmesi de ihtimal dahilinde. Ne olacağını zaman içinde görücez sanırım.


hanac

pearljam - pizagor atışması devam ediyor.  :)

Bu forum ve diğer forumlar ile birlikte çr tarihi yazılıyor resmen.

Yıllar sonra geriye baktığımız zaman çr ile ilgili anlatacak çok şey birikiyor.

hennessy

Şunuda eklemek isterim kaliteli baskılar daha iyi taranmış çizgi romanlar görmek kadar güzel bişi yok.Eskiden okuduğumuz Swing, Tex ve diğer yayınların yeni baskıları ile karşılaştırdığımızda ne kadar yol kat edildiğinide görmek sevindirici.Marvel eski baskılar ile şimdiki baskıları kıyasladığımda renklendirme kağıt baskı kalitesi gerçekten çok güzel hale geldi.Ha hala kötü baskılar yokmu var ama bence aldığım serileri içinde az sayıda diyebilirim.Tek üzüntüm işin içine haklı olarak maddiyat ve giderler girince Thorgal gibi çizgi romanların orjinal edisyonunda basılamaması.Ama örümcek adam gibi conan vahşi kılıç gibi tex gibi swing gibi eskiden okuduğumuz yayınların şimdiki halleri beni sevindirirken.Nathan gibi HC versiyonların herşeye inat yayınlanmasıda artı taraflarıdır.
Murat : Hasan abi Avengers dağılmış duydun mu?
Hasan: Duydum duydum toplanın Tellioğulları

poe

Gerçekten de 100 bin satan çizgi roman oldu mu Türkiye'de?
kaç yılıydı?
Türkiye'nin nüfusu kaçtı?
Türkiye'nin okur yazar oranı kaçtı?
yani her 3 evden birine gerçekten Tommiks giriyor muydu?

bu bir şehir efsanesi mi?

çizgi roman ucuzlasın, öğrenciler alabilsin diyen arkadaşlar, kitap fuarında öğrencilere yarı fiyatına çizgi roman satılınca neden kızıyorsunuz? Yeni okurlar istemiyor musunuz yoksa gerçekte?

Kimse kızmasın kendimi yazdım ... :(

s.b

Gerçekten de 50.000 den 100.000 adede kadar satıldığına inanabilmek bugün için çok zor. Ancak çocukluğumuzda hepimizin elinde bu çizgiromanlardan bol miktarlarda olduğunu bilen insanlar olduğumuza göre bu adetler efsane olmasa gerek.
Mahallemizdeki bakkaldan tut caddenin karşısına geçtiğimde Yenişehirde'ki büfe ve kuruyemişçide bol miktarda çizgiroman bulunurdu. Bahsettiğim Yenişehir, Kasımpaşa ile Dolapdere arasında olan muhittir. Arçelik fabrikasının üstündeki caddede oturuyorduk. Çocukluğum orada geçti. Herkesin elinde değiş tokuş yapılan Teksas, Tommiks'ler olurdu. Ben değiştirme yapmaz gıcır gıcır bayiden satın alırdım.
Mevzuu fazla dağıtmayacak olursak ben o yüksek adetlerde satıldığına inanıyorum.
İNANDIĞIN GİBİ YAŞAMAZSAN YAŞADIĞIN GİBİ İNANIRSIN

DAMPYR

Tay yayınlarının olduğu dönem çizgi romanın Altın çağıydı diyebiliriz.Dedikleri gibi gazete bayilerine çizgi romanlar gelir kısa sürede tükenirdi.çoğu kez ben bazı sayılara yetişemez bulamazdım.Şimdi ise Bazı yayınların az sayıdada olsa satması ve çeşitliliğin bol olması yine o Altın çağların eskisi kadar olmasada geri geldiğini gösteriyor.ama ne yazıkki gene çizgi romanı alanlar gene belirli bir kesim.yeni nesil bir türlü alışamadı.kahramanları sinamada seyretmeyi tercih ediyor.Dağıtım sorunu ise halen aşılabilmiş değil.... 8) ??? ::)

aa

Ben de 100.000 lik satışların olduğuna eminim. Hemen hemen tüm arkadaşlarım çizgi roman okurdu ve mahalledeki tüm kitapçılarda ayrı bir çizgi roman reyonu olur ve dolar dolar boşalırdı. 1975-1980 arası dönem için bunları söylüyorum.
Esse Gesse Hayranı...

Mister NO

1970'li yıllarda GırGır dergisi 1,000,000 (yazı ile birmilyon) satışa ulaşmıştı. Bu hesaba göre 100,000 satan çizgi roman çok da şehir efsanesi olmayabilir.  :)

O yıllarda nicelik vardı günümüzde ise nitelik.  ;)

omega red

şuan manga oluyan kitle en kötü büyüyünce de sadece manga okur.
tıpkı şimdi sadece fumetti okuyanlar gibi...