Hayal Kahvem'den Zagor Hikayeleri

Başlatan Hayal Kahvem, 01 Ocak, 2011, 19:10:37

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

hennessy

Baka baka doyamadım hep kokladım da
Sarhoşluğun bitmedi hala
İçimde sevdan
Hala hoş bir kokun var
Ne güzel odan
Bir çizik attım gönlüme kanattım
Yandım yandım yandım yandım ah ki ne yandım
Bana yeniden şarkılar söyleten kadın

güzel satırlar benim kadar olmasada iyi yazmış :)

Zaman sensiz geçmez bir bilsen
Aşk denen şarap kadehinden içmişim bir kere
Gülün en güzelini koklarım hep seni kokladığım zaman
Olmaz bilirim sensiz bu dünya çekilmez sensiz bu rüya
Razı değilim sensiz geçen bir ana yeterki yanımda ol sevgili Zagor.....Hennessy ( ilk harflere bakınız :) )
Murat : Hasan abi Avengers dağılmış duydun mu?
Hasan: Duydum duydum toplanın Tellioğulları

Hayal Kahvem


Karamba Karambita Hennessy, şöyle mi yani :D

Zaman sensiz geçmez bir bilsen
Aşk denen şarap kadehinden içmişim bir kere
Gülün en güzelini koklarım hep seni kokladığım zaman
Olmaz bilirim sensiz bu dünya çekilmez sensiz bu rüya
Razı değilim sensiz geçen bir ana yeterki yanımda ol sevgili Zagor.....Hennessy ( ilk harflere bakınız  )

hennessy

Alıntı yapılan: Hayal Kahvem - 24 Haziran, 2011, 19:03:11

Karamba Karambita Hennessy, şöyle mi yani :D

Zaman sensiz geçmez bir bilsen
Aşk denen şarap kadehinden içmişim bir kere
Gülün en güzelini koklarım hep seni kokladığım zaman
Olmaz bilirim sensiz bu dünya çekilmez sensiz bu rüya
Razı değilim sensiz geçen bir ana yeterki yanımda ol sevgili Zagor.....Hennessy ( ilk harflere bakınız  )

Aynen öyle :)
Murat : Hasan abi Avengers dağılmış duydun mu?
Hasan: Duydum duydum toplanın Tellioğulları

Hayal Kahvem


Sülelemin bütün bıyıklıları ve eli hamurluları adına Hennessy, şahane olmuş  :)

hennessy

Alıntı yapılan: Hayal Kahvem - 24 Haziran, 2011, 19:06:04

Sülelemin bütün bıyıklıları ve eli hamurluları adına Hennessy, şahane olmuş  :)

yok be bizimkisi karalama :) saygılarımı sunarım

buda hediyem olsun o zaman

Hayat ne kadar kısa bir bilsen
Ansızın bir ok gibi saplandın sen hayatıma bir bilsen
Yalnızlık denen o uzun yoldan çekip aldın beni sen
Aklımdan çıkmıyor ne resmin nede sen
Laleler gibi açtın solgun gönül bahçeme sen

Kalbimden söküp atmak seni imkansız bilesin
Ayrılıklar sanki benim için bir zindan mahseni gibi
Hayallerimdeki tek kadın tek çiçek sensin bilesin
Veda ettiğin an göz yaşlarım dökülür yanaklarıma bilesin
Elimde değil sevmişim bir kere seni delicesine
Sevgi denen şey varya
İçimdeki tüm umutsuzluklarımı yıkıp attı sadece sen varsın ve ben bilesin..................Hennessy ilk harflere bakınız (ilk harflerden şiir yazmayı çok severim :) )
Murat : Hasan abi Avengers dağılmış duydun mu?
Hasan: Duydum duydum toplanın Tellioğulları

Hayal Kahvem





Hennessy, bu da benden size olsun o zaman

Teşekkür ederim...  :D

hennessy




Hennessy, bu da benden size olsun o zaman

Teşekkür ederim...  :D


yok,  ben alay etmedim bende teşekkür ederim :)
Murat : Hasan abi Avengers dağılmış duydun mu?
Hasan: Duydum duydum toplanın Tellioğulları

Hayal Kahvem





Penceremin perdesini
Havalandıran rüzgar
Denizleri köpük köpük
Dalgalandıran rüzgar
Gir içeri usul usul
Beni bu dertten kurtar





Yabancısın buralara
Nerelerden geliyorsun
Otur dinlen başucuma
Belli ki çok yorulmuşsun
[/b]




Bana esmeyi anlat
Bana sevmeyi anlat
Bana esmeyi anlat
Esip geçmeyi anlat







Anlat ki çözülsün dilim
Ben rüzgarım demeliyim
Rüzgarlığı anlat bana
Senin gibi esmeliyim.



Hayal Kahvem



Dedi, kaşın zülfikar mı?
Dedim ki, yay

Dedi, yüzün ne güzel.
Dedim ki, ay

Dedi, seni seviyorum.
Dedim ki, vaay!

Dedi, elde gönlün  var mı?
Söyledim, yoh yoh!



Dedi, huyun şirin midir?
Dedim ki, heeee

Dedi, melek soyun mudur?
Dedim ki, heeee

Dedi, zagor yarin midir?
Dedim ki, heee

Dedi, baska yarin var mı?
Söyledim, yoh yoh!


Dedi, gelip yanın varsam?
Dedim ki, heeee

Dedi, elin alıp tutsam?
Dedim ki, heeee

Dedi, seni alıp kaçsam?
Dedim ki, heee

Dedi, bana varır mısan?
Söyledim, yoh yoh!
Yoh, yohh!
Yoooh!


Hayal Kahvem





Ben Zagor okumayı seven biriyim. Okudukça maceralarından etkilenirim. Zaten hayalperest bir bünyeye sahibim. Kimi zaman sarmaşılara tutunup daldan dala atlamayı hayal ederim. Kimi zaman dövüş numaralarını uygulayabilirim. Bugün bizim sülalenin büyük şeflerini ağırlayacağım. Hazırlıklarım tamam. Nefis yiyecekler hazırladım hazırlamasına amaaa... Bir numara yapmalıyım. Şööleee artizlik bir numara olmalı. Hiç unutulmamalı. Zagor'un yaptıkları gibi... Bak şimdi... Zagor her yıl büyük kızılderili şefleriyle bir araya gelir. Kimi zaman Şeytan Kayasın'da yapılır bu toplantı. Kimi zaman da Yankı Tepesi'nde misal... Darkwood Ormanı'dır burası... Zagor ırk ayırımı yapmaz. İster kızılderili olsun, ister beyaz... Düzgün olan herkes onun dostudur. Kızılderili şefleriyle yaptığı bu toplantılarda, onların dertlerini dinler, dostluğunu bileyler... Filan... Ama benim için bu toplantıların güzelliği nedir biliyor musun? Zagor bu büyük şefler toplantısında illa artizlik bir numara yapar. Bu kez desteği Çiko değildir. Büyük kızılderili mucidi Dörtgöz'dür tabii.  Bir keresinde... Zagor'un Küçük Katiller adlı çizgi romanında, Kızılderili şefler nehir kıyısında buluşacaklardı. Dörtgöz ne yaptı biliyor musun? Dibi çıkarılmış kocaman bir fıçıyı ters çevirip nehrin atında taşla bağladı. Zagor bu fıçının içine girip saklandı. Fıçının içindeki havadan faydalanarak Zagor bir kaç saat nehrin altında kaldı. Büyük reisler teker teker geldiler. Halka şeklinde yere oturup dizildiler. Herkes tamam. Bir tek Zagor yok ya herkes merak ediyor tabii... Nehir desen dümdüz. Hiç bir kıpırtı yok. Birdenbiree!... Karamba karambita!... Nehir hareketleniyor. İçinden koca bir "AAHYAKKK!"çığlığı ile Zagor çıkıyor. Hahhaaa!... Şahane karelerdir bunlar. O görkemli, korku bilmez büyük reislerin herbirinin gözlerindeki şaşkınlık ve hayret ifadelerini çizgi roman karelerinde illa görmek gerekir. Çok severim... Çokk!  Ne artizdir Zagor... Öyle böyle değil. Düşünsene tüm büyük şefler efendi efendi gelip oturmuşlar. Bizimki karizmasının gereğini yerine getiriyor. Baltalı ilah ya! Kızılderili şefleri çoktan hazırlar böyle numaralara kanmaya... Hemen Zagor için  "Sulardan doğdu!" diye düşünülüyor. Ya da Zagor'a manitunun  gönderdiği en büyük kurtarıcı gözüyle bakılıyor.Müthiştir!



Bir keresinde de hiç unutmam. Sanırım toplantı  sisli tepeler ve esrarlı dağlar arasında kalan Yankı Vadisi'nde yapılacaktı. Gene Zagor'un kankası Tonka da gelmiş büyük şefler Zagor'un gelmesini bekliyorlardı. Ortada kocaman bir totem vardı. Dörtgöz totemin dibine kuru dallar koydurdu. Ateş yakıldı. Alevler gökyüzüne yükseldi. Etrafı duman kapladı. Böyle büyük şefler toplantısına Zagor elini kolunu sallayarak gelir mi hiç? Off! Koca bir AAHYAKKKK! nidasıyla ortalık çınlar önce.. Ardından tüm ihtişamıyla Zagor alevler ve dumanlar içinden çıkıverir. Tam artisttir Zagor, gerçekten... Düşünsene şeflerin şaşkın hallerini gene... UGH! "Mucize!" "Baltalı İlah topraktan doğdu!", "Zagor gücünü gösterdi gene!" nidalarıyla şeflerin hayranlık dolu bakışlarını o Zagor macerasının karelerinde görmek lazım.. Zagor rolünün gereğini yerine getirmiş ve  gene tüm şefleri şaşkına çevirmeyi başarmıştır. Peki nasıl yapmıştır? Zagor o alevlerin arasından nasıl çıkıvermiştir? Tabii ki o koca tilki yok mu? Dörtgöz... Dörtgöz gene Zagor'a bir düzenek kurmuştur. Totemin gizli bir kapısı vardır ve içi boştur. Zagor oraya girip beklemiştir. Sonra alevler, dumanlar sarınca ortalığı Zagor tüm ihtişamıyla ortaya çıkmıştır... Müthiştir!.. Böyle ellerini kaldırır gökyüzüne.. Kendinden emin... "Dostlarım yeter, lütfen!" der.. Artistik bir duruşla artistik bir konuşma yapar ki.. Darkwood'un bütün davulları adına!.. Zagor yoksa Darkwood'un artiz mektebine mi gitmiştir! Tek kelimeyle harikuladedir! İşte şimdi sıra bende. Düşünüyorum. Bizim büyük şeflerin gelmelerine az kaldı. Aklıma bir numara geldi galiba. Du bi... Hemen hazırlanmalıyım:)






Hayal Kahvem


Of! Anlatmayayım dedim ama dayanamayacağım. Anlatmalıyım. Bak şimdi... En son Kadıköy'deki Büyülü Rüzgâr'a uğradığımda Zagor'un dev albüm diye çıkarılan dergi ebatındaki macerasını tüm merakımla satın almıştım. Yanında Judas diye başka bir çizgi roman cildi duruyordu. Hep Zagor okuyorum ya... Arada başka çizgi romanları okumak istiyordum aslında. Mesela Mister NO'yu... Bu yıl Eylül ayında vefat eden Sergio Bonelli hem Zagor'un hem Mister No'nun ilk yazarıydı. Gözüme o gün nedense Mr. NO değil, Judas takıldı. Ve Judas'ın  ilk cildini satın aldım. Severek okudum. Bu akşam... Yemekten sonra... Çalışma odamdaki kitapların arasında henüz naylon torbasından çıkarılmamış Zagor'un Ölü Orman adlı macera kitabını gördüm. Aslında epey olmuştu bu kitabı alalı... Zagor'un 115. cildiydi. 114.cildin devamıydı. 114. cilt kitapçıda kalmamıştı. Bu cildi almıştım ama okumamıştım. Çünkü önce maceranın başladığı 114. cildi bulup okumalıydım. Bu gece dayanamadım. Zagor'u naylonundan çıkardım. Koltuğa oturdum. Önce maceranın özetini okumaya başladım. Vallahi hilafım yok... Bir önceki kitaptaki maceranın özeti bile ilaç gibi geldi bana. Oh ya! İşte bu! Sonra ben bir daldım ki Zagor macerasına sorma gitsin... Hey! Darkwood ormanındayım tamam mı? Entak adlı bir kızılderili, esir aldığı herkesi içmeye mecbur ettiği esrarengiz suyla iradesi altına almaktaymış.  Öyle özellikli bir suymuş ki bu, içenleri iradesiz birer köle haline getirirken aynı zamanda insanüstü bir güç kazandırmaktaymış. Dedemin hileli ilaçları aşkına! Bir önceki macerada Çiko'yu bile kaçırıp köleleştirmişler! Ne fena! Şimdi askerlerle Entak'ın adamları kapışıyorlar. Allahım, çizimler var ya olağanüstü. Siyah beyaz çizgiler büyüler mi insanı? İnan bana büyüler! Karamba karambita! Ben büyülendim. Ayrıca itiraf etmeliyim ki ben Zagor karelerindeki sesli ve sözlü efektlerin resmen hastasıyım! Bu macerasındaki bazı ses efektli karelere bakar mısın mesela... Müthiş!



Belki  bu yazıma denk gelenler arasında, aynı benim Zagor maceralarını sevdiğim gibi, Judas maceralarının takipçileri olabilir. Yoo... Sevdim Judas'ı ben... Gerçekten... Ama Judas çok sahici biri... Zagor...  Zagor maceraları ise benim hayal çarklarımı fena halde kışkırtıyor. Binlerce kasırga aşkına!, Sülalemin bütün bıyıklıları adına!, Darkwood'un davulları aşkına!, Karamba karambita diye öfkelenip heyecanlanmayı çok seviyorum. Davul çalan karelerde kocaman TUM TUM TUM, yangın çıktığında kocaman WWAAAPP!, bıçak  veya ok saplanmasında kocaman SWAACK!, biri yere düşünce ya da bir şey çarpınca kocaman THUUD!, Zagor'un  elindeki baltayı çevresindekilere şöyle bir savurduğu karede kocaman SWIIISH! kelimelerini görmeyi seviyorum. O kadar içime işlemiş ki bu koca koca seslendirme kelimeleri... Ne yapıyorum biliyor musun? Denize atladığım anda yanımda kocaman bir SPLASH!, şimşek çaktığında gök yüzünde kocaman bir RRRUMBLE, aşırı rüzgâr varsa camdan baktığımda kocaman bir  WHOOOSSSH kelimesini resmen   görüyorum. Tabii bunları kimselere söylemiyorum. Gene "Tuhafsın!" derler bana biliyorum... Sonraaa... Hakkaniyetli bir adam Zagor. Haktan, haklıdan yana... Neyse daha fazla uzatmayayım... Bu maceranın sonu Zagor'un şu sözleriyle bitiyor: "Şimdi kendi kendime soruyorum... Alın yazımızın ne kadarı talihin karşımıza çıkardığı insanlara bağlı?" Hımm... Sana bir şey söyleyeyim mi, ben Zagor'u felsefesine kadar seviyorum:)



FerdiFon

Çok Güzel Detaylar Yazmışsınız Sizi Tebrik Ediyorum  ,  Bu Detaylar Hepimizin Hafızalarına Kazınan  Hatta Bazen Gerçek Hayatta Tatilde Denize Atlarken  ( Splash )  Diye Duyarız Çıkan Suyun Sesini  Sizinde Not Ettiğiniz Gibi , Sayın Ay Barka Sayesinde  Bu Güzellikleri Yıllardır Yaşıyoruz  Fakat Öte Yanda   Oğlak Yayıncılığın Çıkarmış Olduğu Son  Maxi Zagor'da  Sayın  Tanju Şahan'ın  Çevirimindeki  Terimler  Hiç Alışık Olmadığım İçin Bana İtici Geldi  Örnek Olarak  Zagor'un  Her Fırsatta  Şaşırma Ünlemi Olarak Kullandığı  ( Hay ...Kahr ...Bela! )  Gibi Tuhaf Kelime Yıllardır Bir Zagor Okuyucusu Olarak İlginç Ve Komik Geldi  Bana  , Hele Kızıl Derililere Hitap Şekli İse Komiğinde Komiği   Zagor Malecite Kampına Giderken Kamp Yakınında 2 Malecitelinin Saldırısına Uğruyor Zagor Şöyle Diyor  (  Canını Alma Sırası Şimdi Bende ,Kızıl Adamlar Arasındaki  Kanun Böyle ! Baltam Kanına Susadı )  Bu Tuhaf Cümleleri Zagor'un  Ağzından Duymak Hem Tuhaf Hemde Komik Geliyor Bana  , Ay Barka'nın Çevrimlerinden Alışık Olduğumuz ( Mavi Ceketli )  Bu Kitapta  Mavi Asker Olmuş Daha Bir Sürü Ayrıntı  Vs Vs  Çok Yaşa Sen Ay Barka Bizi Kendi Tarzına Alıştırdın Başkalarının Tarzı Tuhaf Geliyor  ...

darkwood

Zagor un çevirisini yapmak gerçekten her baba yiğidin harcı değil.
Bahsettiğiniz maceraları okurken sanki Zagor un karakterine girmiş başka bir kişilik algıladım, bir an Hellingen den kuşkulandım.  ::)   
Alıştığımız, bildiğimiz "Ay Barka'lı" Zagor kişiliğini bu maceralarda maalesef yanlış tercüman tercihi sebebi ile oturtamamışlar.
Tercüme bir karakteri nasıl değiştiriyor bunu da görmüş olduk.
Darkwood Sakinleri..

s.b

Zagor'un 3 sayıda tamamlanan bu macerası çok güzeldi. 113 Esrarlı Vadi, 114 Dehşet Krallığı, 115 Ölü Orman adlı bölümlerden oluşan bu uzun macerası Ferri'nin çizgileriyle daha bir esrarengiz havaya bürünmüş.
İNANDIĞIN GİBİ YAŞAMAZSAN YAŞADIĞIN GİBİ İNANIRSIN

Hayal Kahvem

Selamlar Çizgi Roman Sevdalıları,

Zagor'un ilk sayısı Tuzaklar Ormanı'nı bulmak zor mudur?

Samuraylar Geliyor, Kurt Adam, Esrarengiz Sular, Korkunç Büyü, Kara gölün Canavarı, Drakula..

Bu maceraları bulabilirim değil mi? : ???