Galeri BD

Başlatan Peyami, 25 Eylül, 2016, 15:29:14

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 11 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

nikopol

@yunusmeyra

Yazinizi keyifle okudum. Fransizlarin ulkemize yaptigi ziyaretlerden biri de Leman'in Charlie Hebdo'yu Istanbul'a daveti uzerine gerceklesmisti (2002); yillar sonra Paris Katliami'nda oldurulecek olan sanatcilarin bircogundan bu vesileyle haberdar olmustuk. Ziyaret sonrasinda Leman-Charlie Hebdo ozel sayisi yayinlanmisti.

Sizin de listelediginiz uzere ulkemizde cesitli cizgi roman etkinlikleri, sergileri, vesaire duzenleniyor; ancak bunlar biraz tesadufi sekilde (ya da gelisiguzel diyelim) yapiliyor. Ulkemizde dogru duzgun isi yayinlanmamis Mezieres'nin sergisinin gelmis olmasi gibi. Halbuki Marmara kitaplarini bastigi donemde Bilal'i getirebilse yahut Djinn yayinlanirken Miralles davet edilebilise, bu etkinlikler daha cok ilgi gorebilir.

Neyse. Buna da sukur.

yunusmeyra

Alıntı yapılan: nikopol - 05 Kasım, 2016, 01:11:51
........
Fransizlarin ulkemize yaptigi ziyaretlerden biri de Leman'in Charlie Hebdo'yu Istanbul'a daveti uzerine gerceklesmisti (2002); yillar sonra Paris Katliami'nda oldurulecek olan sanatcilarin bircogundan bu vesileyle haberdar olmustuk. Ziyaret sonrasinda Leman-Charlie Hebdo ozel sayisi yayinlanmisti.

Sizin de listelediginiz uzere ulkemizde cesitli cizgi roman etkinlikleri, sergileri, vesaire duzenleniyor; ancak bunlar biraz tesadufi sekilde (ya da gelisiguzel diyelim) yapiliyor. Ulkemizde dogru duzgun isi yayinlanmamis Mezieres'nin sergisinin gelmis olmasi gibi. Halbuki Marmara kitaplarini bastigi donemde Bilal'i getirebilse yahut Djinn yayinlanirken Miralles davet edilebilise, bu etkinlikler daha cok ilgi gorebilir.

Neyse. Buna da sukur.

aslında forumumuzun önemli başlıklarında biri  "fuar-festival-sergi-imza günü" başlığı

http://altinmadalyon.com/altin/index.php/board,120.0.html

ama orada bile, başlık ve duyuru ekleyen bir çok dostumuza rağmen gözden kaçan ve haber alınamayan pek çok etkinlik oluyor dediğiniz gibi... "DirenFransaBelçikaEkolü" başlığının esinlediği gibi bir yayıncılık görmek istiyor ve kaliteli BD kitapları basılmasını umut ediyorsak ;örnek verdiğiniz etkinlikleri (ve başkalarını) başta yayıncılarının çok iyi planlaması,duyurması gerekiyor ...

BD HAYALLERİ #1
komançi yayınlanıyor ya şimdi...
hadi Greg sizlere ömür   :'(
hem panel hem sergi hem imza günü tanıtımını iyi yapıp;ve bu organizasyonu Fransız Kültür ile ortak düzenleyip Hermann`i getirebilseydi yky (mesela diyorum  :) ) ...bernard prince`ten girer,komançi`den çıkardık... bizde yayınlanmasa bile ,son yıllarda ürettiği nitelikli albümlere (hatta bizim tarihimize de dokunan "Sur les traces de Dracula : Vlad l'empaleur" bile basılırdı belki ve o albümü bile "kaynatırdık" söyleşide )  kadar konuyu getirir tam bir BD bayramı yapardık...BD nin ne anlam ifade ettiğini,dününü bugününü usta`ya da sorardık..."fumetti`ye ne der,comics için ne düşünür,manga`yi nasil bulur "...seneler önceden bir milliyet çocuk veya tercüman çocuk fasikülündeki komançi yi,bernard prince`i imzalatırdık yeni albümlerinin yanında  ::)
hayaller,hayaller  :)
ne yani hiç mi satmaz western`den bilim kurgu`ya,tarihi ve fantastik kurgu`ya,polısıye`ye kadar ürettiği  albümleri Hermann`ın  :o
yky ve Fransız Kültür yapamaz mı böyle bir imza günü,sergi... ???
o zaman #DirenFransaBelçikaEkolü
HULK DEĞERLİ BİR KAHRAMANDIR!
HSD YENİ ÜYELERİNİ BEKLİYOR

yunusmeyra

Alıntı yapılan: yunusmeyra - 02 Kasım, 2016, 12:47:33
.......

bizde yayınlanan ilk valerian macerasının doğan kardeş dergisinin 1975 yılı sayılarında olduğu tekrar edilir...doğan kardeş üzerine yazılan tezler ve araştırmalarda da "valerian" çizgi romanının isminin bir kaç kez geçtiğine şahit oldum (misal: "VANISHING MEMOIRS:
DOGAN KARDES CHILDREN'S PERIODICAL BETWEEN 1945 AND 1993-Deniz Arzuk içinde,syf:178)...ama hangi macerasıdır bilgim yok.(bir kütüphane ziyaretimizde bu sayılara bakıp öğrenelim o zaman  ::) )

.......


bir kaç gün önce "valerian"ın ülkemizdeki yayın serüveninden bahsederken; şu anki bilgilerimiz doğrultusunda, yapılan ilk yayının "doğan kardeş" dergisinde olduğunu söylemiş ancak içeriği vs. hakkında bilgi verememiştik.kütüphane ziyaretimizde bu bilgiyi doğrulamış oluyoruz; ilk "valerian" yayını ,1975 yılında ,doğan kardeş dergisinin 34. sayısındabaşlamış.haftalık 4 sayfa (ki bunun 2 sayfası renkli,2 sayfası siyah beyaz...) yayınlanarak 45.sayıya kadar sürmüş,45.sayıda 2 sayfa yayınlanarak 46 sayfalık macera noktalanmış.bu sürede "valerian" iki kez "doğan kardeş"in kapağında yer almış:35. ve 42. sayilar...seçilen macera ,orjinal albüm sıralamasında 5. sırada yer alan ,"les oiseaux du maitre "

ilginçtir aynı macera seneler sonra güneş gazetesinin verdiği eklerde ,"efendinin kuşları" adıyla yayınlanan macera (ilgili görseli önceki mesajlarımızda paylaşmıştık)... doğan kardeş bir yayıncılık geleneğini de bozmamış  ; hani  ,"bir telifli seriye istediğim albüm veya sayıdan başlarım,okuyucuyu da bu konuda bilgilendirme ihtiyacı hissetmem" geleneği ! yayın tek macera ile sınırlı kalıyor anlaşılan ve  "bilim-kurgu içerikli eserlerin makus talihi" sınıfına giren bir olay olarak kayda  geçiyor  :'(




not1:70`li yılların siyasi atmosferinde,sosyal ve siyasi mücadele ve sorgulamaların tavan yaptığı bir dönemde yayınlamış bir macera... ne kadar bilinçli bir tercih bilmiyorum ama ,dönemin iddialı politik söylemlerine de denk düşen bir albüm seçilmiş...
"iktidar" ilişkilerine değinilip,"efendilik ve kölelik" gibi  toplumsal yapıları bir yönüyle var eden,yaşatan ;"rıza gösterme, boyun eğme..." durumları ele alınıyor hikayede...hatta "efendi"yi kızdırmamak adına ve "efendinin kuşlarının" terörüyle sağlama alınan bir "iktidar" var öyküde... "zorunlu çalışma hayatının sorgulanmazlığı" ile her bireyle yeniden ve yeniden üretilen sınıflı bir "toplumun" resmi çiziliyor sayfalarda... "boyun eğme" kültürünün bolca didiklendiği paneller var...

belli ki orjinali albüm halinde 1973 yılında yayınlanan maceraların yaratıcıları 68 hareketinin düşünsel birikimini ve toplumsal hayata ilişkin
sorguladıklarını da eserlerinde yansıtmışlar... "efendi"yi ve "efendinin kuşlarını" sorgulayanları ya "delilik" ya "terör" bekliyor!
"baskıcı ve zorunlu çalışmaya" karşı "tembellik hakkını" savunanlara ise tam deli gözüyle bakılıyor...hatta ara ara daha sert politik mesajların olduğu paneller bile var...
baskı karşısında "deliler" ayaklanıyor ve "efendi"nin tam "gözünün içine" bakıyorlar ve beklenen ,"devrim"!
"delilerin" de mevcut düzene ilişkin farklı farklı "deli" fikirleri var..."efendi"yi haklıyorlar,tamam,ama ;
"köleliğe alışmış ruhlar yeni özgür ve adaletli bir sistemi nasıl kurarlar ?"...
bu sorunlarla macera biterken, "efendi"yi ,kahramanlarımızın uzay gemilerinin üzerinde "sinsice sarılmış halde" görüyoruz...

not2:doğan kardeş`in valerian`ı yayınladığı fasiküllerinde başka bilindik frankofon serileri de yayınlanıyor;şirinler,jerry spring,sipru...
HULK DEĞERLİ BİR KAHRAMANDIR!
HSD YENİ ÜYELERİNİ BEKLİYOR

yunusmeyra

fransa-belçika ekolünün, güncel ve farklı albüm tanıtımlarını keyifle okuyoruz,tekrar teşekkürler
albümü yazan ve çizen sanatçıların ele aldığı dönem ve olaylar 20.yüzyıl tarihinin de "trajik" kırılma noktalarından...1936 da başlayan ve 1939`da sonlanan bir iç savaş... sonrasında 1970`lere kadar ispanya`yı yöneten franco ve baskıcı rejimi...beri yanda ispanya iç savaşında cumhuriyetçiler`e karşı franco`yu destekleyen hitler ve alman rejiminin , mülteci konumuna düşen ispanyollar`ın karşısına fransa`da da çıkmaları  ???
o yıllarda fransa`nın ,almanlar tarafından işgale uğramasını akıllara getirelim; nazi yanlısı fransız "vichy" hükümetlerinin yarattığı baskıcı ortamdan , ispanyollar kadar bizzat fransızlar`da nasiplenecek;fransızlar`da işgal yanında bir iç savaş yaşayacaklardı...sözü fazla uzatmadan (dileyenler kısa bir 2.dünya savaşı öncesi-sonrası okuması yapabilirler...) çizgi roman açısından bu yıllarda yaşanılanların da dönemin aynası olduğunu hatırlatalım :

bu dönemde ispanyollar`ın  pek çok gazete ve dergileri yaninda çizgi roman dergileri de kapanmak zorunda kalmış,ağır sansürlerle karşılaşılmış ve pek çok yazar-çizer ,görece daha rahat çalışabilecekleri "latin amerika" ülkelerine,amerika ve ingiltere`ye göçmüşlerdi...ülkede kalanlar ise 1970`lere kadar belli türler ("kostüme avantür" yani "tarihi kahramanlık" diyelim,komik ve aktüel bantlar...) haricinde (bu dönemin en meşhuru bizde de yayınlanan ıbanez üretimi " mortadelo y filemón" olmuştu...) üretememişler ; belki de  toplumsal muhalefetleri gibi çizgi romanda da ,özgür işlerin ortaya çıkışı için 1960`ların ikinci yarısını beklemek zorunda kalmışlardı...bu yıllarda,önce korku dergileri ve telifli işlerin yayınlandığı karma çizgi roma dergileri gelmiş  ( dossier negro (1968), vampus (1971) ,rufus (1973) ) peşinden siyasi hiciv ve satirik örnekler denenmiş ( örnek, el papus (1973)),franco`nun ölümünden sonra pek çok ünlü çizgi romancının yetişeceği dergiler ve onlardan türeyen albümler sahne almıştı (totem , el jueves , 1984 ve  el víbora )... hatta ispanya`da yükselen demokrasi mücadelesi sonrasında bu sefer şili,arjantin gibi ülkelerin "baskı" gören yazar ve çizerlerinin konakladıkları,albümlerinin yayınına destek çıkılan ülkelerden biri olmuştur...ispanyol çizgi romancılar ;   "cairo" , "zona 84" ve "cimoc" gibi yayınlarla ve peşi sıra çıkardıkları albümlerle , ayrıca ve çokça amerika`dan italya`ya çalışıp katkı koydukları seriler ve kitaplarla  ,"ispanyol çizgi roman okulunun" (kimi latin okulun büyük bileşeni olarakta tanımlar...) rüştünü ispat etmişlerdi... 

fransa`ya sığınanlarda, buradaki işgal ve baskı ortamından (en azından 1940-1944 arası...) nasiplerini almışlardı...fransa ve belçika`da da pek çok yayın kapanmış ve çoğunda da sıkı sansürler ve hatta çizgi roman kahramanlarına,öykü içeriklerine uygulanan yasaklar söz konusu olmuştu (amerikan ve yabancı kahramanlarının yasaklanması,bazı kahramanların kıyafelerinin dahil "panellerde" değişiklik yapılarak yayınlanabilmesi,toplumsal ve siyasi hicvin baskılanması-yasaklanması,"savaş" ve "içi boş bir hamasetin" propagandasını yapacak ısmarlama yayınlar ve çizgi romanlar çizdirilmesi  vs )... hatta fransa`da ki durumda ; tutuklanan , baskıya uğrayan ve ülkelerindeki durumu, 2.savaş sonunda bile yaratıcılıkları açısından "tehlikeli" bulup başka ülkelere (amerika`ya vs) gidenler olmuştu... (jije ve franquin,morris ile o dönemi yaşayan önemli fransa-belçika okulu çizerlerinin anılarına-biyografilerine bakılabilir)

fakat "sürgün" albümünün konu ettiği döneme yetişen bir çok  çizgi roman yazar ve çizerinin de bizzat yaşadığı ; "savaş,sansür,baskı ve mücadele" yıllarını,anılarını çizgi romana yansıtmak sonraki kuşaklara düşecekti...onların, biz dünyanın farklı ülkelerinde yaşayan "çizgi roman tutkunlarına" bıraktıkları miras ;harika kahramanlar ve serüvenlerin, devasa hayal güçlerinin yanında en büyük etkileri ,farklı "insanlık durumlarını" anlatacak bir sanat dalını ortaya koyup,köklerini sağlamlaştırmak oldu...

albüm tanıtımını okurken,
-1990`li yillarin ikinci yarısında izlediğim "libertarias" filmini ,
-heminway`in "çanlar kimin için çalıyor" romanını (ve tabii ki, gary cooper ve ingrid bergman`ın oynadığı filmi...),
-antonio altarriba`nın "uçma sanatı" çizgi romanından sahneleri  hatırladım ... "
not: hekimlik "sanatı" için söylenen bir cümle var ya hani "ars longa, vita brevis, occasio praeceps, experimentum periculosum, iudicium difficile" *

* "sanat uzun, hayat kısa, fırsat kaçıcı, deneyim aldatıcı, karar zor"


Alıntı yapılan: Peyami - 10 Kasım, 2016, 16:47:31

........................

Tanıtımında "un exode sans precedent" yani "daha önce görülmemiş bir sürgün" olarak verilse de Türklerin hem Balkanlarda hem Kafkaslarda uğradığı katliam ve tehcirler gibi daha büyük boyutlu pek çok trajediyi  bizler yakından biliyoruz. Çoğumuz büyük ebeveynlerimizden benzer hikayeleri dinledik. Sanat kaliteli bir hatırlama ve hatırlatma aracı olarak kullanılmadıkça, tarih ders kitaplarına gömülmeye mahkum edildikçe, geçmişin kabuslarından kitlesel dersler alınması mümkün olmuyor ve aynı trajediler tekrarlanıp duruyor. 

Cumhuriyet'siz kalmanın vatansız kalmakla eş anlamlı olduğu bu gerçek hikayede özellikle biz Türkler için ibret alınacak hayati yönler olduğunu düşünüyorum. Bu ülkenin Cumhuriyetçi'lerinin asla bir "Retirada" yaşamaması dileğiyle...

..........

böyle "göçen" ailelerin torunlarından biri olarak (bugün bosna-hersek,bulgaristan ve romanya olan topraklardan göçmek zorunda kalan ailelerden anne ve baba akrabalarımız var...) konuşulanları hatırliyorum... bugünkü kuşakların telaffuz ettiği "vatan","bayrak" ve "cumhuriyet" kelimelerine bambaşka "kutsal" anlamlar veren"ihtiyarlarımız" vardı..."cumhuriyet"i ve "vatan"ı coşkuyla sahiplenen "fakir sofralar" kurulurdu... "cumhuriyet"le yeniden ve "emin" bir ülkede yaşamanın;bütün acı "savaş ve göç anılarına"  tercih edildiği yaşamlardı onların ki...anlatılmayan ,yazılmayan,filme çekilmeyen "acılarını" ; çocuklarından,torunlarından bile sakınan  ailelerdi...
HULK DEĞERLİ BİR KAHRAMANDIR!
HSD YENİ ÜYELERİNİ BEKLİYOR

ferzan

    Uçsuz bucaksız, engin bir deniz bu Fransız-Belçika ile Latin Ekolü...Keşke doğrudan kaynağında maruz kalsaydık bu güzelliklere...Kaynağından ötesi kesmez zaten...Neler var neler... :'(
Bağnaz okur, memnuniyetsiz beşer, işkilli büzük, sıfır tolerans iksmen, taş kalpli ahkam efendi...

https://ucuztefrika.blogspot.com

alan ford

 Biri Uçma Sanatı'nın devamı var mı dedi? Ne şahane haber bu , umarım Versus/Aylak üzerindeki ölü toprağını atar da bu işe de girişir.

  Bu arada İspanya İç Savaşı demişken geçen yıl okuduğum Bunuel'in hayat hikayesini anlattığı Son Nefesimi de meraklıları bir kenara not etsin. Bu kitaba kadar gözü kapalı bir biçimde Durruti ve anarşistlerinin tarafındaydım ben. Bunuel ise iç savaş sırasında anarşistlerden pek hoşlanmıyor , daha çok Marksistlerin  tarafında. Anarşistlerin özellikle beyaz yakalı düşmanı oldukları ve girdikleri köylerde doktor mühendis gibi kişileri katlettiklerini söylüyor ki daha önce duymadığım hikayeler bunlar. Anarşinin Kısa Yazı'nı okumak farz oldu artık. Uzun zamandır bulunmuyordu piyasada ama sonunda Ayrıntı yeni baskısını yapmış.
kaçmayı denemek bir tutsağın görevidir

ferzan

    Hermann'ın çizgilerinden ilk olarak Comanche serisi ile haberdar olmuş, sonrasında hakkında fazla bilgim olmadığından Blueberry ve Giraud ardılı onlarca üretim ve isimden biri diyerek üzerinde durmamıştım ama devam eden yıllarda Hermann ile ilgili başka edinimlerim olması dolayısıyla kendisi ve sanatı hakkında fikirlerim epey değişti...Herşey bir yana, Hermann başlı başına üzerine eğilinmesi gereken bir vaka diye düşünüyorum...Son derece kendine has, atmosferi ve stiliyle ayrıca değerlendirilebilecek biri diye düşünüyorum...Bilhassa su bazlı yaptığı renklendirmelerinin ağırlıkta olduğu, Güney Amerika ve İspanyol kolonileri ile ilgili birkaç eserinin bizde basıldığını görmeyi çok isterdim...

    Meraklısı için ;
    https://www.youtube.com/watch?v=r86g-l5i274
    https://www.youtube.com/watch?v=fuT_q1LDSEA
    https://www.youtube.com/watch?v=S_eVYvv0mLQ

    Fransız/Belçika/Latin ekolünde çizgi romancı olmak aşağı yukarı böyle birşey...  :'(
Bağnaz okur, memnuniyetsiz beşer, işkilli büzük, sıfır tolerans iksmen, taş kalpli ahkam efendi...

https://ucuztefrika.blogspot.com

hanac

Alıntı yapılan: Peyami - 21 Kasım, 2016, 22:21:47
dBD dergisinin Kasım sayısında yayınlanan Rosinski ve oğluyla yapılan röportajı bu hafta bu başlık altında okuyabilirsiniz.

Muhteşemsin Peyami  ;D

nicholaihel

Alıntı yapılan: Peyami - 21 Kasım, 2016, 00:26:03


MILLENIUM SAGA

Yazar:       Sylvain Runberg
Çizer:        Belen Ortega
Renkler:    Alex Mirabelle
Letraj:       Philippe Glogowski
2016/Ekim

Sylvain Runberg Millenium üçlemesini ÇRa adapte ettikten sonra yazarın ailesinden yeni maceralarla ÇR serisini devam ettirmek için izin almaya çalıştı. Bu çabalar sonunda sonuç verdi ve Millenium Saga ismi altında yepyeni maceralarıyla Mikael Blomkvist ve Lisbeth Salander okurun karşısında. İlki Ekim ayının sonunda çıkan serinin 3 albümden oluşması planlanıyor. İlk eleştiriler pek olumlu olmasa da ben İsveç yapımı orijinal filmlerde izlemeye doyamadığım Salander karakterinin hatırına bir göz atacağım.

Stieg Larsson'un bu roman serisini pek severim.Bu soğuk, karanlık, çağa uygun seri belki de devam edecekti. Karakterler sağlamdı, sevmiştik. Ama Larsson 50 gibi erken denebilecek bir yaşta vefat etti. Sonra amerikan uyarlaması bayıldığım yönetmen David Fincher'a verildi. Kitabı okumayanlar için bir parça takibi güç bir anlatıma sahip olsa da özellikle oyuncu seçimleri ile bayıla bayıla izlediğim bir iş oldu. Devamı da bir türlü gelmedi. Fincher muhtemelen bıraktı.

Böyle sevdiğim bir serinin ÇR uyarlamasına biraz ürkek yaklaşırım :) Sizin yorumlarınızı merak ediyor, kitapları da şiddetle tavsiye ediyorum.

Mrtekin

Peyami Bey; merhaba;

Valerian gibi şu "Bob Morane'dan" da bir yürüseniz?  :)

Bir de kendi adıma "XIII" incelemenizi de dört gözle bekliyorum.

Yeniden ellerinize, emeklerinize sağlık.

Teşekkürler, selamlar...
They drew first blood...

rumar80

War of the worlds konusunda yalnız değildin Peyami.

alan ford

  Beni de ekleyin kardeşliğe yahu. Vakti zamanında Orson Wells'in kitap vesilesiyle Amerika'yı birbirine katması da ayrı eğlencedir.
kaçmayı denemek bir tutsağın görevidir

yunusmeyra

Alıntı yapılan: Peyami - 14 Kasım, 2016, 15:20:53

........................................

Aslında İspanyol iç savaşı ve çizgiroman konusuyla ilgili ayrıntılı bilgi içeren bir makaleye başladım ama tamamlanması epey zaman alır. Zaten hacmine bakılırsa forumlarda yayınlanması pratik olmayacak gibi duruyor.
........................................

Peyami , ispanya iç savaşı ve ispanyol çizgi romancılar konusunda  tanıtımlar yapıp,  önemli "veriler" sunarken ,bahsi geçen bazı çizgi romancıların bizde de sayfalarının yayınlandığını not edelim...

"siyasal baskı"nın yoğun hissedildiği uzun yıllar boyunca ,çizgi romanda ısrar edenler ; özellikle çocuklara yönelik üretimlere,politikaya kapalı  bir güldürüye ve mizaha (çok çok üstü "kapalı" bir hicve),tarihi serilere yönelmişlerdi. bu yıllarda çizgi romanın karşılığı kullanılan "tebeo" adı özellikle çocuklara yönelik çizgi roman ve mizah üretimlerinin karşılığı olarak  iyice yerleşti..."tebeo" adı ,  "tbo" dergisinden (1917`den itibaren çizgi romanı geniş kitlelere yayan dergi) türetilmişti.



herşeye rağmen bu dönemde de yetenekli yazar ve çizerler fark yaratan işler üretmekten geri durmadılar.fransisco ibanez ve ünlü "tebeo"su "mortedelo y filemon" mesela... zor yılların ispanya`sında (1950 lerin sonu...) yaratılıp geniş kesimlerce takip edilen ve sonrasında avrupa çizgi romanı`nda da kendinden bahsettiren bu diziyi, "dörtgöz ve dazlak" olarak okuduk  80`lerde...



bazı çizgi romancılar ise iç savaşın hemen ertesinde ülkeden göçmek zorunda kaldılar... kimileri, savaş sonucu göçen ailelerin çocukları olarak başka ülkelerde çizgi romanın olanaklarını keşfettiler,kendilerini yetiştirdiler (sergio aragones ...) bir kısmı ise , her şeye rağmen üretmekte ısrar ettikten sonra daha özgür ve rahat şartların olgunlaştığı ülkelere çalışarak sanatlarını sürdürdüler (jesus blasco...)

uzun yıllar içinde ülkemizdeki pek çok çizgi roman okuru,  ispanyol çizgi romancıların sayfalarıyla, imzalarını görmeden veya ürünlerinin kaynağını bilmeden karşılaştı. o uzun yıllarda yabancı çizgi romanların ülkemizdeki telifsiz yayınlarında , imzalar  çoğunlukla sayfalardaki "paneller"den silinirdi (telifli pek çok yayında da"itina" ile silinmişti ... mesela bir italyan çizgi romanı olan "zagor" ile tanışmamız : senelerce zagor okumuş ve en çok sevdiğimiz maceraların çizerini ne çok merak etmiştik ;bir panelin köşesinde rastladığımız "ferri" isminin hayallerimizin ressamı olduğunu neden sonra öğrenecektik...  teksas-tommiks çizerleri gibi onu da "amerikalı" zannedecektik uzun yıllar  ::) tabi birde bizden önceki kuşakların, kapaktaki "samim utkun" imzasından dolayı ,"teksas ve tommiks"lerin yerli üretim" olduğunu zannetmeleri var  :D )

diğer sebepleriden biri ; işlerinin bize ulaştığı kaynakların yani dergi ve albümlerin italyan,fransız,ingiliz ve amerika kaynaklı olmasıydı. panellerde okunabilen çoğu "ajans","ülke" ve "syndicate" firması ismi ,işlerin satın "alındığı" ülkeleri gösteriyor,üretenler hakkında bize ipucu vermiyordu... yayınevleri de zaten "yabancı" üreticileri bize tanıtmakta çok ısrarcı değillerdi (ki çok ilginç istisnalar mevcuttur)

  çizgi roman tarihindeki ispanyol ustalardan biri: jesus blasco... 1919 doğumlu üstad,yurt dışına çalışmaya başladıktan sonra  ingiltere başta ,avrupa`nin çok satan yayınlarında okuyucuyla buluşacak pek çok seriye katkıda bulunmuştu...onu tüm avrupa ve dünyada üne kavuşturan serilerden biri ingiliz okuyucusuna hazırlanan "steel claw" idi...yine ingiliz üretimi western çizgi romanları  (billy the kid başta...) için çizdiği sayfalar  ülkemizde de yayınlanmıştı...bu konuyu Talat Güreli (kendiside çizgi romancı) bir yazısında (yapı kredi yayınları`ndan çıkan sanat dünyamız  serisindeki ,"çizgi roman: çizgi, roman" (1997)  adlı kitap içinde "Türkiye'de Çizgi Romanlar" adlı yazıda...) şöyle not etmiş :
"................
Fakat okuyucu artık kara süvari Bill Kid'i tanımıştır. Ceylan'da son sayfası 12 Nisan 1955'de çıkan Bili Kid aradan iki ay bile geçmeden 2 Haziran 1955'te dergi olarak yayın hayatına giriyor. Hemen kapak arkasındaki altı sayfalık, siyah beyaz, başlayıp biten Bill Kid serüvenlerini değişik İngiliz ressamları çiziyor. Fakat en sıcak ve temiz çizgiler ingilizler hesabına çalışan İspanyol Jesus Blasco'nun..."




ara not: blasco,fransız, italyan ve amerikan yayınevlerine de işler üretecekti...usta`nın çizdiği tex meceraları ise meraklılarınca zaten biliniyordur...

blasco`dan sonraki kuşağa dahil edilebilecek, bazıları hayata veda etmiş ve ispanya dışında ünlenerek ispanyol çizgi romanını da son elli yılda var edip etkilemiş onlarca isim sayılabilir... bunlardan pek çoğu bizim ülkemizde de ürünleri yayınlanan sanatçılardı ; korku`dan western`e bir çok türde imzasını gördüğümüz jose ortiz,victor de la fuente,manfred sommer,



tercüman çocuk`ta (1979) bilim kurgu kahramanı "dani futuro"sunu gördüğümüz carlos gimenez,



bir başka bilim kurgu çizgi romanı olan "uzaylı robensonlar"ını, milliyet çocuk` da (1981) okuduğumuz usta, alfonso font,



pek çok ispanyol usta gibi "tarzı" imzası  olan, antonio hernandez palacios (milliyet çocuk,1983, "mc coy ..."),



barbar ve fantastik bir geleceğin sarışını "axa"nın çizeri enrique badio romero (ferzan bu kahramanı ele almıştı : http://altinmadalyon.com/altin/index.php/topic,9034.0.html )...



bunlara bazı isimler daha ekleyebiliriz ki ,meraklı okuyucularda çizdikleri sayfaları bir yerlerden hatırlayacaktır  : vampirella ve amerikan üretimi pek çok korku  içerikli derginin (özellikle warren publishing kökenli olanlar) ünlü çizerlerinden ,bizde de imzasız bir çok sayfası yayınlanan jose  gonzales, conan ve red sonja`nın da dahil olduğu "kılıç-büyü" tarzı serüvenlerin,korku ve  fantastik içeriklerin çizeri estaban maroto,



eski hıbır (mizah dergisi) tayfasının çıkardığı "joker" çizgi roman dergisinde yayınlanan (1993) ve dergi editörlerinin "övgüyle" bahsettikleri yazar ve çizer ikili; biz onları "torpedo" (ithaki) albümünden de tanıyoruz , enrique abuli ve jordi bernett



"joker" dergisinde yayınlanan, jose ortiz`in çizdiği kısa hikayelerde yazar olarak gördüğümüz antonio segura (ferzan`in kapsamlı bir tanıtımı var ikilinin "hombre" serisi ile ilgili : http://altinmadalyon.com/altin/index.php/topic,9018.0.html ),

"mad" karikatüristi ve mizahçı; bizlerin, "barbar conan" parodisi olan çizgi romanı "groo"dan  tanıdığımız sergio aragones...




örnek verdiğimiz bu sanatçılar ülkemizde işleri yayınlanan ve benim kısa sürede belgeleyebildiklerim.aynı zamanda iç savaş döneminin öncesi,sırası veya sonraki ilk on yılında doğanlar burada bahsi geçenler (1919-1949 arası)... ülkemizde 1930`lu yıllardan itibaren telifli-telifsiz,kopya-orjinal pek çok yabancı çizgi roman yayınlandığı düşünülürse bu isimlere yenileri de (titiz bir araştırmayla) eklenebilir muhakkak...ismi geçen sanatçıları burada andım çünkü,çoğunun üretimleri "fransa-belçika" ekolündeki dergi,albüm ve serilerde de yayınlanmış...

ancak mesleğini ülke dışında geliştirip, 70`lerde ürettikleri her türden içerikle (korku,fantastik,western,bilim kurgu,erotik,savaş...) ispanyol çizgi romanını etkileyen (aslında dikkatli bir okuma yapanlar fransa başta tüm avrupa çizgi romanındaki etkilerini de teslim edecektir), vareden ve dahası avrupa ve amerika çizgi romancılığında da varolan sanatçılar ismini andıklarımız...içlerinde hem yazar hem çizerler (auter) olduğu gibi sadece yazarlar veya çizerlerde var...

özellikle son yıllarda üretilen ve bir kısmı bizde de yayınlanan çizgi romanlarda imzaları olan (çoğu comics`lerde ,"yazar","çizer","renklemeci","çinici" ) isimler var ki, onlarda çoğunluk 1970`ler ve sonraki yillarda doğan kuşaklar...

not1:hem forumumuz açısından hem ülkemizdeki "çizgi roman sevdalılarının" geneli açısından kapsamlı yazı ve makalelere her daim ihtiyacımız var...zaman içerisinde ilgili bölümlere girilen onlarca başlık ve yüzlerce uzun-kısa metin ve görsel paylaşımı yanında; o ekol veya ülkelerin çizgi romancılığının farklı üretimlerini-tarzlarını (en popüler örneklerinden "underground" tarza,western ve tarihi olanından,bilim-kurgu ve erotik olanına,çocuklar için üretilenden yetişkin için üretilenlere...)dışlamayan ve bir bütünün özeti olarak (mümkün olduğu kadar  :) ) ele alınmış "sabit" başlıklar olması çok da güzel olur...bunların .pdf yayınlar olarak  link verilerek okuyucu ve meraklılar açısından kalıcı olması da sağlanır...

not2: ferzan`in "latin ekolü" başlığında , ayrıca "font","prado" gibi ustaların albümlerini,çizimlerini ele aldığı "pazar seyirliği" başlığında da (nikopol`ün de harika katkılar ve tanıtımlarıyla detek verdiği...) link : http://altinmadalyon.com/altin/index.php/board,343.0.html ) bazı sanatçılarla ilgili tanıtım ve yorumlar mevcut...
HULK DEĞERLİ BİR KAHRAMANDIR!
HSD YENİ ÜYELERİNİ BEKLİYOR

nikopol

@Peyami, elinize sağlık, ilgiyle okudum. Dorison'ın adını, çok sık duyar hale geldik. Yazdığı ÇR'ler, İngilizce'de de boy gösteriyor (Şu sıralar Red Skin isimli çizgi romanı, Red One adıyla yayımlanmakta). Rosinski'ye gelirsek, Le Grand Pouvoir du Chninkel adlı eseri oldukça ilgince benziyor. Keşke Türkçe ya da İngilizce olarak, çizimlerin hakkını verecek bir edisyonla yayınlansa da okuyabilsek. Complainte des landes perdues adlı eseri Lament of the Lost Moors adıyla İngilizce yayınlandı, ama Cinebook'tan çıkınca edisyondan ötürü hevesim kaçıyor. Chninkel'e kıyasla, okuyucudan da daha az ilgi görmüşe benziyor.

Son olarak, dBD dergisini internette inceledim. Sayenizde varlığından haberdar olmuş olduk, teşekkürler.

Mrtekin

 Çizgi Düşler'in ilk frankofonlarından olan "Üçüncü Ahit'ten de Dorison'u tanıyoruz.  :)(Burada gülümsedim çünkü ben fazlası ile sevdiğimi söylediğimde; beğenmeyen ve neyi beğendiğimi sorgulayan bir sürü arkadaş da var burada:-) Zevkler ve renkler, malum.)

Yalnız kafamda sözkonusu ayrılığa ilişkin tatmin edici bir cevap alamadım. "Ka'nın Ülkesi" bana göre çok güzel bir maceradır.. :) Keza, Ka'nın Ülkesi'nden sonra da senelere sari bir iş birlikteliği var. Diğer albümlerde; Yves Saint'in istedikleri "komplike" değil miydi?

İş ilişkisinin bozulmasının pek yüzeysel bir sebeple açıklanması; tuhafıma gitti doğrusu...Yves Saint'e sanki biraz haksızlık yapılmış ya da ben öyle hissettim, bilmiyorum.

Paylaşım için yeniden teşekkürler, Peyami Bey.
They drew first blood...