Bütün Ayazların Ortasında - Baobab

Başlatan darbove, 01 Eylül, 2020, 14:40:48

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

darbove



Ege Avcı'nın yazıp çizdiği ilk yerli çizgiromanımız bütün ayazların ortasında bir kaçışın hikâyesi... korkulardan, geçmişten, pişmanlıklardan ve kaderden kaçışın🍃
Ege Avcı'nın yaratıcılığını yeni boyutlara taşıdığı atmosfer ağırlıklı bu psikolojik çizgiroman, Kayra'nın @kayrazapkinus aynı isimli albümünden serbest bir uyarlama olması itibariyle de türler arası etkileşimin etkileyici bir örneği.
The Bird of Hermes is my name, eating my wings to make me tame.

pizagor

Bana kalırsa Kebenin Gölgesinde Ege Avcı için oldukça iyi bir referans, dolayısıyla bu albümü kitaplığıma katmakta herhangi bir tereddütüm olmaz.
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar... KRONİK İTTAPAR!!!
Hayat sana sokak hayvanlarına davrandığın gibi davransın!


memospinoz



Sıradan bir taşra kasabasında, sıradan hayatından yırtmak için çabalayan Veysel'in işleri umduğu gibi gitmez. Boğazına kadar battığı dertleri onu baba evine, geçmişe takılıp kalmış dedesinin yanına dönmeye mecbur bırakır. Bu geri dönüş çocukluğundan beri unutmaya çalıştığı anılarla yüzleşmesine sebep olacaktır. Tüm hayatı boyunca babasıyla aynı kaderi paylaşmaktan kaçmışken şimdi onun sararmış fotoğraflarında adeta kendisini görür olmuştur. Çocukluk korkuları tekrar gün yüzüne çıkarken, Veysel geçmişten yakasını kurtarabilecek midir?

Ege Avcı'nın son çizgi romanı Bütün Ayazların Ortasında, karanlık ve yoğun atmosferiyle öne çıkarken, aynı zamanda alternatif sahnenin kendine özgü seslerinden Kayra'nın aynı isimli rap albümünden serbest bir uyarlama olarak farklı sanat türleri arasında istisnai bir işbirliği özelliği de taşıyor.

16.5x23.5 cm, 128 sayfa

pizagor

Bu salı dağıtılacak diye duydum. Merakla bekliyorum.
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar... KRONİK İTTAPAR!!!
Hayat sana sokak hayvanlarına davrandığın gibi davransın!


KenParker

"İlk yerli çizgi romanımız" demekle ne denmek istendiği anlaşılması da merakla beklenmektedir. okunacak, grafik romanların içersine, belki de hayatta tekrar tekrar okunacakların arasında konacaktır.

allan quatermain

Alıntı yapılan: KenParker - 10 Kasım, 2020, 03:55:25
"İlk yerli çizgi romanımız" demekle ne denmek istendiği anlaşılması da merakla beklenmektedir.
Baobab'ın yayınladığı ilk yerli çizgiroman anlamında kullanmışlar sanırım. Ben de takılmıştım buna, daha iyi ifade edilebilirdi.

darkwood

Ege Avcı'nın çizdiği Kebenin Gölgesinde sayılarını Arkabahçe çıkarmıştı.
Yeni çizgi romanını Baobab'ın basması süpriz oldu. Umarım istediği başarıyı yakalar.
Darkwood Sakinleri..

ferzan

Bağnaz okur, memnuniyetsiz beşer, işkilli büzük, sıfır tolerans iksmen, taş kalpli ahkam efendi...

https://ucuztefrika.blogspot.com

memospinoz

Alıntı yapılan: memospinoz - 08 Kasım, 2020, 11:54:36
Ege Avcı'nın son çizgi romanı Bütün Ayazların Ortasında, karanlık ve yoğun atmosferiyle öne çıkarken, aynı zamanda alternatif sahnenin kendine özgü seslerinden Kayra'nın aynı isimli rap albümünden serbest bir uyarlama olarak farklı sanat türleri arasında istisnai bir işbirliği özelliği de taşıyor.

Albümü dinlemek isteyenlere:
https://open.spotify.com/album/5XIPU7dQzSULeTx1pQf6SN?si=GumAldMoSly4BVcMSZzDbw

ferzan

    Bir haftadan fazladır koltukta yatıyordu, bu sabah nihayet fırsat bulup okuyabildim.

    Kayra 'nın albümünü dinlemedim, müziğine ve tarzına da aşina değilim. Dolayısıyla müzikal bir eserle selamlaşan türler arası geçiş örneği olarak değil de salt çizgi roman ve hikaye olarak ele alacağım.

    Kebenin Gölgesi 'nden aşina olduğumuz bir atmosferde, yine Kebe 'deki gibi basit ama gerçekçi ve illa bir tarafından okuyana dokunan karakterlerin olduğu; çok belirgin bir başlangıç ve sonuçtan muaf kendi halinde bir seyre sahip olan, bir parça tatminsizlik yaşadığım ama okuduğuma pişman olmadığım, bir nevi Ege Avcı ve Trakya soslu çizgi roman evreninin pekiştiği bir anlatı oldu benim açımdan. Aralarda çok hafif bir parazitlenme durumu oldu yine akıştan kaynaklı olarak ama etkisi fazla kalıcı olmadı. Okuduğuma memnunum.

    Zaman içerisinde Ege Avcı 'nın farklı dönemleri olacağını düşünüyorum. Gerek Gececi Dergisi 'nde çizdiği öykü olsun, gerek Kebe, gerekse bu son kitabıyla kendi güvenli sularında tutarlı bir yolculuk yaptığını düşünüyorum. Yakın bir zamana kadar İngiliz bir yayıncı için çizdiği iki ayrı seriden haberdar değildim. Onları da inceleyince Ege Avcı 'nın gerektiğinde rutinini nasıl kırabileceğine dair öngörüm oluştu. Bir de artık Kebe 'yi okurken bende oluşan hafif Jason Latour hissinin de giderek kaybolduğunu fark etmem daha da keyif almama sebep oldu.

    25 yaşında olup bu zamana kadar kendi ülkesindeki fanzin ve çizgi roman dergilerine yaptığı öyküler haricinde süreli yayın olarak bir mini fasikül serisi ve bir bağımsız albüm yazıp çizmiş, yurtdışı için de iki ayrı esere çizerlik yapmış bu genç üreticinin varlığından çok memnunum. Kariyeri boyunca çıkaracağı diğer işlerin orantılı olarak katlanıp daha geniş yelpazede yaklaşımlar geliştireceğini düşünüyorum. Kendini nimetten sayan ve burnundan kıl aldırmayan, buna rağmen kah yetersiz, kah saçma sapan üretimlerini matahmış gibi pazarlayan irili ufaklı bir avuç yerli "yeni" çizgi romancının yanında bu arkadaşı ayrı bir yere koyuyorum. Kendini ve gidişatını bozmaması dileğiyle. Bir de değişik söylemler ya da sanrılarla kendinden soğutmaması dileğiyle.
Bağnaz okur, memnuniyetsiz beşer, işkilli büzük, sıfır tolerans iksmen, taş kalpli ahkam efendi...

https://ucuztefrika.blogspot.com

Nomad

Alıntı yapılan: ferzan - 02 Aralık, 2020, 13:04:24
 
    Kebenin Gölgesi 'nden aşina olduğumuz bir atmosferde, yine Kebe 'deki gibi basit ama gerçekçi ve illa bir tarafından okuyana dokunan karakterlerin olduğu; çok belirgin bir başlangıç ve sonuçtan muaf kendi halinde bir seyre sahip olan, bir parça tatminsizlik yaşadığım ama okuduğuma pişman olmadığım, bir nevi Ege Avcı ve Trakya soslu çizgi roman evreninin pekiştiği bir anlatı oldu benim açımdan. Aralarda çok hafif bir parazitlenme durumu oldu yine akıştan kaynaklı olarak ama etkisi fazla kalıcı olmadı. Okuduğuma memnunum.

   

Abi lütfen.
İnsan okuyacak bunu.
Paragrafı 3 kere okudum.
Aklımda sadece "Okuduğuma memnunum" kısmı kaldı  ;D

Neyse, şakası bir yana.
Eline sağlık Ferzan.
Seviyorum yorumlarını okumayı.
Daha sık yaz ama son paragrafta bana özet geç.
Zorluyor bööle  ;D

Gabby

Kitapta "İnsan bi yumuşamaya görsün, anında kaybediyor. Ayaz iyidir ayıktırır adamı." anektodu geçse de Trakyanın ayazı bezdirir adamı. :) Köy yollarının kapanıp aylarca karın yerden kalkmadığı yörelerden gelip Trakya'da askerlik yapanlar bile "bu nasıl bir kuru soğuktur, telefon direkleri yamulur mu? yamultuyor" diye tarif ederlerdi bölgenin ayazını. Öyle yakıcı bir yel eser ki, savurup kuytulara taşırır yerlerdeki karları; kartopu neyin de hayatta olmaz o kardan, pudra gibi dağılır avuçlarınızın arasından... Kış kışlığını yaptığı, mevsimlerin şimdiki gibi oynaklaşmadığı zamanlardan bahsediyorum tabi... :)

Arkabahçe Kenar çizgiromandan yayınlanan Kebenin Gölgesi için yorum yaparken

Alıntı yapılan: Gabby - 02 Temmuz, 2019, 17:53:43
...arka sayfanın iç tarafına  "Kebenin Gölgesinde" tekrarı yerine, 'yazan-çizen Ege Avcı da kim' diye merak edebilecek okur için  kısa bir biyografi düşünülebilirdi diye aklımdan geçirdim.

diye yazmıştım... Ege Avcı'nın yeni yayıncısı da bu konuyu es geçmiş mi acaba diye baktığımda, tam dokuz sayfanın ayrıntılı bir çizer biyografisinin yanında Kayra özgeçmişi ve ilaveten "Son Sözler" başlığı altında da Ege Avcı - Kayra ikilisinin ayrı ayrı bu projenin nasıl gerçekleştiğini kaleme aldıkları açıklamalara da yer verildiğini gördüm. Kitabı bir hafta önce önce almıştım. Baobab'tan çıkan işleri gönül rahatlığıyla alıyorum, yayın kalitesi anlamında hayal kırıklığına uğramadım hiç; aman nazar değmesin...

Kebenin Gölgesinde de atmosfer güllük gülistanlık değildi ama Ege Avcı bu yeni çalışmasında kalın kontur hatlı çizgiler ve aralarda uyguladığı lekeleme tekniğiyle daha karabasan daha H.P.Lovecraftvari bir ortam yaratmış. Bu arada müzik albümü Bütün Ayazların Ortasında'yı çizgiromana dönüştürme fikri ve teklifi de Kayra'dan gelmiş, kitap resimlemeleri devam ederken, Rap'in ritmik sözleri çizgiyle, çizgilerin de müzikle harmanlanlanmasıyla oluşturulan Kayra şarkısı "Kara Leke"'nin official klibinde ilk kez çizgiromandan kesitler yer almış... Sıkça bir panelden diğerine, süzüle süzüle düşen sararmış yaprak metaforu ve üç kişilik yüzleri belirsiz karanlık tipleri saymazsak iki ana karakter öne çıkıyor kitapta:

Asaf ağa: Emekli katip ve artık hayatta olmayan Zayi'nin babası. Memuriyetten gelen alışkanlıkla kravat ve ceketsiz dolaşmadığından köylüler arasındaki lakabı "kasabalı". Evin duvarları sararmış fotoğraflar ve yanlarına iliştirilmiş notlarla dolu; Alzaymırın pençesinde... Yaban domuzlarını uzak tutmak için dikilen korkulukları bozuyor, bazan kundaklayıp ateşe veriyor...

Veysel: Resmi kayıtlara göre 1985 yılında köprüden düşüp ölen Zayi'nin oğlu yani Asaf ağanın torunu. Dedesinin duvar notuna göre 2003 yılında kasabada yaşamak üzere köyden ayrılmış. Tekinsiz adamlarla takılmış, yamuk işlere bulaşmış. Karısıyla arası çoktan bozulmuş, görüşmüyorlar ama zamanında yediği hurmalar şimdi bi'yerlerini tırmaladığından karısı ve kızının hayatı da tehlikede. Bi' umut dede evinde alıyor soluğu... "koduğumun pancar burunlusu, köye dışardan adam getirecek yine" diye kıllanan köylüler arkasından dedikodusunu yapıyorlar.

Katmanlı, geri dönüşlü anlatımı var çizgiromanın, dikkatli bir okuma gerektiriyor, buna rağmen bir yerde kafamda mevzuyla ilgili soru işareti oluştu; ucunu da kaçırmış olabilirim, çözemedim. Rap müzik ve abstract resim çözümleme acemisi olmamdan kaynaklıdır büyük ihtimal. :) Kayra'nın "Bütün Ayazların Ortasında" albümünün finali olan "Bütün Ayazların Ardından" isimli maxi single da sanırım Ege Avcı'nın ikinci kitabının adı olacak gibi geliyor bana.



KenParker

Bunalımda, kötümser, çıkış arayan, çıkışın varacağı yeri görüp kaçmak isteyen Veysel'in hikayesini genel olarak beğendim. Ege Avcı'nın çizgileri atmosfere uygun olarak daha koyu, göstermeyi seçme yönünden daha az, ancak anlatımı seçme bakımdansa daha öz çizilmiş. Bir yere varmıyor. Bir yeri anlatıyor. Olay hikayeleri gibi değil de durum hikayeleri gibi. Yine de bir yere varmasını isterdim. Sait Faik'in hikayeleri böyledir mesela. Durum hikayeciliğinin en büyük ozanıdır. Lakin vardığı yeri görür, insanın özüne dokunmasına hayretle bakakalırsın.

Kayra'nın Bütün Ayazların Ardından klibinde kitaptan görseller kullanmışlar. hoş olmuş.

cokmucomic

Bu çizgi romanı çok daha önceden alıp okumama rağmen o dönem çizgi roman okumaya ve okuduklarım hakkında yazmaya pek vakit ayıramıyordum. Geçtiğimiz günlerde çizgi romanı tekrar okuma fırsatım oldu ve ardından da bloguma bir yazı yazdım.
Her şeyden önce bu çizgi romanın bir rap albümünden uyarlama olduğunu göz önünde bulundurmamız gerekiyor. Albümü dinlemeyen, şarkılarda anlatılanlar hakkında bir fikri olmayanlar için bu çizgi romanı okumak çok keyifli ve tatmin edici bir deneyim olmayabilir. Çünkü Ege Avcı, her ne kadar çizgi roman için "uyarlama" kelimesini kullansak da; albümde anlatılanları doğrudan çizimlere aktarmıyor. Veysel'in hikayesinin anlatıldığı bu albümde Kayra'nın bizlere net olarak sunmadığı bazı bilgiler var ve Ege Avcı da çizgi romanda bu kısımları kurcalıyor. Albümde anlatılmayan bir geçmiş hikayesinin, albümde anlatılmayan bir sonun ve albümde yer yer ipuçları verilse de net bir şekilde açıklanmamış bazı konulara getirilen cevapların çizgi romanda yer alması bunlara verilebilecek örnekler.
Ben şahsen uzun sayılabilecek bir süredir Türkçe rap dinliyorum, bu sebeple bu çalışma benim için çok pozitif bir deneyimdi. Rap dinleme konusunda da kendi müzik zevkimi şöyle açıklayayım: Günümüzde rap müzik tüm dünyada -ve tabi ki Türkiye'de de- bir değişim içerisinde. Rap müziğin tarihine baktığımızda görebileceğimiz pek çok akım gibi şu anda da bir akım söz konusu. Lirikaliteden çok beatlere önem veren, yani daha açık bir ifadeyle sözlerinin anlamlı olma kaygısını taşımaktan çok arkadaki ritmin güzelliğine odaklanan şarkılar çok popüler. Ben açıkçası bu konuda eski kafalı bir dinleyiciyim. Türkçe olsun yabancı olsun bence rap müzikte en önemli olan şey lirikalite. Sadece kafiyeli diye anlamsız sözlerin bir araya getirilmesiyle oluşturulan şarkıları pek sevemiyorum.
Bu noktada da Kayra tam benim kafamda olan bir sanatçı. Özellikle storytelling dediğimiz hikaye anlatılıcığı konusunda Türkiye'de belki de en iyi isim. Daha önce meşhur Hayalet Islığı albümünde bu konudaki yeteneğini kanıtlamıştı. Bu albümünde de on üç şarkı boyunca Veysel adındaki karakterin hikayesini çok güzel işliyor. Dolayısıyla eğer benim anlatmaya çalıştığım gibi bir müzik zevkiniz varsa albümü dinlemenizi şiddetle tavsiye ediyorum. Ben iki okumamdan önce de albümü birkaç defa baştan sona dinleyip çizgi romana öyle geçtim. Ha albümü sadece çizgi roman için önermiyorum, çizgi romanı okumayacak olsanız bile albümü dinlemelisiniz.
Çizgi romana dönecek olursak, az önce de dediğim gibi. Ege Avcı bu eserinde albümde anlatılanları birebir çizime dökmüyor. Ya da sadece albümde anlatılmayan şeylere odaklanmıyor. İkisini bir arada yapıyor ve bu noktada da dengeyi çok iyi kuruyor. Bu yüzden bu çizgi romanı albümün tamamlayıcı parçası olarak görmek lazım.
Sözü biraz uzattım ama başlık altında genelde sadece çizgi romana odaklanılmış ve anladığım kadarıyla okuyanların çoğu albümü dikkate almamış. Dediğim gibi ben bir rap dinleyicisi olduğum için bu çalışma beni tatmin etti. Ama siz rap dinlemeye tahammül edemiyorsanız, o zaman en azından şarkıların sözlerine bir göz atmanızı öneririm. Ek olarak blogumda yazdığım yazıda hem çizgi romanı hem albümü ele aldım ve albüme değindiğim kısımda albümde yer alan şarkılardan kendi yakaladıklarımı özetlemeye çalıştım. O başlığı okursanız albümde Kayra'nın anlattıkları hakkında en azından bir fikir sahibi olursunuz ve çizgi romanı okumadan önce bir altyapınız olmuş olur. Kısaca naçizane tavsiyem ya şarkının sözlerine bakmanız ya da benim yazımda yer alan şarkı yorumlarını okumanız yönünde.
www.cokmucomic.wordpress.com/2021/08/23/butun-ayazlarin-ortasinda/

hanac

Güzel ve detaylı bir yazı olmuş, emeğinize sağlık.