Tex Aylık Seri - LAL

Başlatan Zeljko, 18 Mayıs, 2024, 18:52:51

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Kinowa59

Günaydın değerli Caretta. Üstteki sorunuza ( Batuhan bey'in editoryal yazılarına devam etmeme kararının nedeni ) şahit olduğum bir yaşanmışlık nedeniyle ben cevap vermek istiyorum. ( Batuhan Cantürk bey'den özür dileyerek )  2014 yazında bir gün Klasik Zagor serisindeki eksiklerimi tamamlamak için Lal kitap'ın Levent'teki yerine gittim. Daha önce tlf ile görüştüğüm Ayşe hanımla tanıştık. Güler yüzlü, ilgili , gayet misafirperver , sempatik bir hanımefendi. İkram ettikleri kahve eşliğinde Zagor'un  ( o vakitler Tex yayınlamıyorlardı ) daha tanınır olması ve geniş kitlelere yayılabilmesi  için Lal kitap olarak neler yapabilecekleri üzerine konuşurken ( benim önerim, Batuhan Cantürk bey'in editoryal yazılarındaki gibi hikayelerin çizerleri ve Senaristlerini daha geniş kapsamlı olarak okuyuculara tanıtılmasıydı ) Biz bunları tartışırken, iri yarı birisi içeri girdi. Ben içimden, " kim acaba " diye düşünüyordum ki, Ayşe hanım, " Bahadır;  bak Bayram bey , Zagor'un daha çok okuyucuya hitap edebilmesi için neler öneriyor " dedi, ve önerilerimi anlattı. Ben önce bir şaşırdım. " Zagor'un künye bölümünde adını okuduğum Bahadır Zaimoğlu diye düşündüm. Sonra klasik Zagor ciltlerimdeki eksikleri tamamladık. Ve tekrar görüşmek üzere vedalaştık. Ha bu arada , Bahadır bey, benim önerime nasıl mı yaklaştı. Biraz da sert bir biçimde, " gerek yok, olmaz öyle bir şey " diyerek reddetti. İşte değerli dostlar, tüm bu yaşadıklarımdan ötürü , Batuhan bey'in editoryal yazılarına devam etmeme kararının temel nedeninin Lal kitap yönetiminden kaynaklandığına inanıyorum. Değeli Batuhan Cantürk bey dostumuzun editoryal yazılarına, Caretta bey'in ifade ettiği gibi Altın madalyon forumunda devam etmesini diliyorum.

Mrtekin

Sayın Kinowa59;

Önceki iletilerinizde Lal de Lal, Lal şöyle güzel böyle mükemmel, aman şöyle baştacı, canım ciğerim kuzu sarmam, diye överken, birden sahibine giydirmeye başladınız. ;D Adamın şişhanesinden girip fesinden çıktınız Maşallah.

Yani bu tenakuzların; fazla Tex okumaktan kaynaklandığını söyleyebilirim. Tex de biraz böyledir zaten, kendisi tam bir tenakuz abidesidir; mağdur gibi görünür; ama içgüveysilikten Reis olur; noluyo lan diyen azıcık ters düşen muhalif Navajolara basar bıçağı. Bitmedi Navajoların altınlarının üzerine yatar, kimse altınların akibetini bilmez, hazret ne kabilesinin ekonomisi ne de refahı ile ilgilenir. Hayır olsun diye gidip de köyüne bir okul bile açmaz, kabilenin çocukları okusun bu çarktan kurtulsun diye en ufak düşüncesi yoktur, zaten oğlunu da okutmaz, kendi gibi it kopuk peşine düşsün diye yetiştirir, şunun başına bişey gelmeden şehre yerleştireyim, bu işlerden, tehlikeden ırak olsun, tek oğlum, anasının emaneti, mürüvetini göreyim diye düşünmez.

Yetmez, güya namuslu bir dul olarak, otel odalarında, küvetlerde Carson ile takılır; hakkında dedikodu çıkartır, çatışmada baktı olmayacak arkadan dolanır, milleti namertçe tuzağa düşürür; yerli yersiz gaza gelir vicdan yapar öldüreceği adamı serbest bırakır, serbest bıraktığına sonradan kinlenir bi daha peşine düşüp öldürür, daha da olmadı gariban meksikalılara, kızılderililere basar mitralyözü, dinamiti ;D 

Kankası Montales ile Meksika'da bir sürü dalavere çevirir, kafalarına göre darbe yaparlar, Montalesin siyasi rakiplerini öldürürler, demokrasiye, hukuka falan da zerre inançları yoktur bu hanzoların. Kankasının çıkarı kendisinin de çıkarıdır. Kankası da bunun Meksikadaki pisliklerini güzelce ört-bas eder, sonra da dönüp birbirlerini eylerler.

Yaşamayı da bilmez, vizyonsuz herif. Bir gün de duruyum azcık şu hayatın tadını çıkartıyım demez,  itin kopuğun peşinde hayatını harcar. O kadar altın madeni sahibi, mesela gider bayat kahveye talim eder, yataklı vagonda görev yerine intikal edeceğine pulmanda beli tutula tutula gider, pinti herif. Hayattan da anladığı anca dağ gibi patates, biftek, bira üçlemesidir Allahın ranger ayısının. Bi şiir bilmez, bi şarkı mırıldanmaz, bi tane kitap okumaz. Adam gibi giyinip bi cemiyet içine karışmaz. Bunca yıldır bi tane keyfinden operaya, tiyatroya gitmemiştir. Takım arkadaşları da buna ayar olsalar da bişey demezler, idare ederler, yancılığa da alışmışlardır o kadar yıldan sonra zaten, kopamazlar.

Yaşasa, kesin Trump'a oy atar, aşırı sağcıları destekler, Meksika sınırında gönüllü nöbet tutar, gariban göçmenlere kurşunu basardı Allahın rednecki. Altın madenlerinin zerresi de Navajolara yar olmazdı. Ha sosyal medyaya da uyum sağlar, hergün İnstagramdan, Tiktoktan, kamuflaj giyip ırkçı paylaşımlar yapar, redneck özlü sözleri döşerdi.


Ezcümle, Lütfen biraz başka yayınlara da şans verin. Mesela Marmara'dan çıkan "Punisher"ları okuyun, YKY'den çıkan Komançi, Okko, Samuray'ı okuyun, Blueberryleri hala bulabilirsiniz, ürün çok, diğer dağların çeşmelerinin de suyunu için biraz.

Sevgiler sunuyorum değerli Ağabeyim.

Son ekleme; O kadar haydut öldürür, o haydutların zulalarına ne olduğuna dair bir bilgimiz yoktur mesela. O zulaları. acılı dullara yetimlere sakatlara mağdurlara paylaştırırken bi tane paneli yoktur yılmaz adalet bekçisinin. O Vahşi Batı'nın da gözü kör olsun, şunu bir temizleyecek akıllı bir haydut çıkmıyo, hepsi mi gerizekalı olur, kabiliyetsiz beceriksiz hırtlar.
They drew first blood...

YzbVolkan

Batuhan beyi üzenin Ayşe hanım değil de Bahadır bey olduğunu sanıyorum. Kendisi editör yazılarına falan önem vermeyen bir adam. Son sözü o söylüyor.
Bayram Bey üstadım haksızlıklara tahammül edemeyen Tex gibi bir adam.
Cizgi romanlar gūnûnūzū aydınlatsın.

gargaris

Yazılanları okuyunca Lal'den de soğudum...
Tex'i bastıkları dönem Oğlak Yayınları'nı severdim.
Mylos edisyonunu elime ilk aldığımda "işte bu" dedim, fakat kısa soluklu oldu...
Şu güzelim fumettileri basacak düzgün bir yayınevi bulamayacağız galiba...

Kinowa59

Değerli Mrtekin. Yazınızın sonunda benim için , " sevgiler sunuyorum  değerli ağabeyim. " eklemesi yaptığınıza göre, yazılarımın sizin üzerinizde hoş bir sada uyandırdığını sanıyorum. Benim üzerimden Tex'i eleştirinizi ise  ". demokratik düşüncelerinizi ifade etmeniz " olarak algılıyorum.  " Kinowa59'a cevap " olarak kabul ettiğim iletinizin benimle ilgili bölümlerini kısım kısım cevaplamak istiyorum.  " Önceki iletilerinizde , Lal de lal . Şöyle güzel, böyle mükemmel. Aman şöyle baştacı, Can'ım , ciğerim , kuzu sarmam " diye överken, birden sahibine giydirmeye başladınız. Ada'mın şişhanesinden girip fesinden çıktınız maşallah. "       Değerli Mrtekin dostumuz. Benim Lal kitap'ı beğenmem, değer vermem, övmem ve yayınlarını severek takip etmem , Lal kitabı eleştirmeyeceğim anlamına gelmez. Kaldı ki ben ,  ne lal kitabı ne de sahiplerini eleştirmiyorum. Kimseyi suçlamıyorum. Kimseye hakaret etmiyorum, kimseye  sizin deyiminizle " giydirmiyorum ". Ben yalnızca 2014 yazında gördüğüm , yaşadığım , yaşanmışlığı yazdım. Ben her vakit savunuyorum ki, Lal kitap, istikrarlı, tutarlı, güven verici, kaliteli , ciddi ve süreli yayıncılık anlayışıyla yurdumuzda Fumetti tarzı çizgi roman yayıncılığının zirvesidir, yüz akıdır. Bu yayıncılık anlayışı nedeniyle Lal kitap'a binlerce kez teşekkür etmek , şükranlarımı sunmak , bir Tex ve Zagor tutkunu olarak vefa borcumdur. Tam 22 yıldır da hiç sektirmeksizin çıkardığı yayınların yüzde doksan , doksanbeşini alıyorum koleksiyonuma ekliyorum. Şimdi ben , bunları yaşıyorum diye , özgürce düşüncelerimi ifade edemeyecek miyim. Ben o gün ne gördüysem, ne konuştuysam onları yazmışım. Olay bu kadar net, bu kadar anlaşılır, bu kadar gerçek . Gerisi laf-ı güzaf .     Tex için yazdıklarınıza ise , üstte de belirttiğim gibi (  düşüncelerinize katılmasam ve saygı duymasam da )  demokratik hakkınız olduğuna inanıyorum. Bu arada, Komançi serisi beş cilt takım olarak kitaplığımda mevcuttur. Ben de sevgilerimi sunuyorum değerli Mrtekin dost.

caretta

"Korkaklar ve Kahramanlar" adlı Lal Kitap 1.sayıyı okudum. Kim korkak kim kahramandı artık macerayı okuyanlar değerlendirsin. 2024'ün bitmesine önümüzde 4 ay var. Bu 4 ayda (Eylül-Aralık) bizleri 2 güzel Teks macerası bekliyor.
712-713 sayılar "Dryfork Hükümlüleri" adlı bir hapishane macerası. Hapishaneden firar eden bazı suçluların nefes kesen, aksiyon dolu macerası. Çizim Prisco. Teks tutkunları bilirler Teks'in fazla hapishane macerası yoktur ama olanlar da çok güzel kurgulanmış maceralardırlar. Umarım bazı arkadaşlar bize bu eski maceraları anımsatırlar. 714-715 ise bir Kanada macerası. Çizeri de benim çok beğendiğim çizerlerden Mastantuano. Teks'i bıçak gibi keskin bakışlarla çiziyor. Çoktandır bir Kanada macerası okumamıştık. Yine anımsatayım politik entrikalarda bezenmiş Kanada maceraları da çok sürükleyicidir. Adamımız Gros Jean da işin içinde olursa daha da ilginç olurlar. İlk macerada Teks ve Karson var. Kanada macerasında da kare as tamam. Hem Teks; hem de Zagor Aylık Serileri heyecanla bekliyorum.

Kinowa59

Evet değerli Caretta , ben de sizin gibi hapishaneden firar , sonrasında kaçma kovalamaca olan hikayeleri beğenerek okuyorum. Sizin de belirttiğiniz gibi Tex hikayelerinde hapishane ve firar olayları pek işlenmese de, Yuma ve Alkadraz hapishanelerinde geçen birkaç macera hatırliyorum. Tüm bunlara ek olarak , her dönem yapılan oylamalarda Tex'in en beğenilen maceralarından ilk on'a giren , 511 sayfalık Büyük Entrika hikayesininde hapishane ağırlıklı olduğunu unutmamalıyız. " Bazı arkadaşların hapishane kurgulu hikayeleri anımsatması " düşünceniz ise , forumdaki en donanımlı Tex uzmanı olarak bu hatırlatmalar naçizane şahsınıza düşer, diye düşünüyorum. Birde, forumda sizin gibi Tex uzmanı olarak gördüğüm sayın Tex 55 dostumuz vardı. Uzun süredir forumdan uzakta, inşallah vefat etmemiştir. Vefat ettiyse yüce yaradan yattığı mekanı cennet kılsın , ruh'u şad olsun, sevenlerinin başı sağ olsun diyorum.

ninjagamer

Alıntı yapılan: Zeljko - 31 Mayıs, 2024, 09:28:58Lal kitap olaki alırsa iki senede bir sayi çıkarmayacak olmalari oldukça büyük bir farklilik olacaktir benim nezdimde.

Ken Parker'in basılmamış kaç sayısı var ki, Lal kitabın alıp seri basması bir farklılık yaratsın?