ZAGOR MAXI - ÇİZGİ DÜŞLER

Başlatan hanac, 11 Haziran, 2014, 21:54:30

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

çizgidüşler

Hayır sayın altay1944, müşteri her zaman haklı değildir. Haklı eleştiri vardır, okuyucuya saygısız yayıncılık hareketleri vardır ama okuyucu her zaman haklı, yayıncı her zaman saygısız değildir. Yayıncının alıngan ve pişkin tepkileri olabileceği gibi okuyucunun da pişkinlikleri olabiliyormuş gördüğüm kadarıyla.

Örneğin aynı konuyla ilgili : "Kitapta gözüme çarpan kenar kesimlerinin çerçevelere çok yakın olmasıydı, bu da beni rahatsız etti." haklı ve olumlu bir eleştiridir ve sebebini araştırıp çözmeye iter bizi. Ama bunu "çizgidüşler kaliteyi gün geçtikce düşürüyor. Benim aldığım kitapta da kesimler böyle idi ve açıkcası bu okuyucuya saygısızlıktır. Daha dikkatli olunmalı." haline getirdiğinizde tek bir kitabı değil,  yayınevine ve tüm yayınlarına çamur atmaya girer bu ve sırf müşteri olmanız haklı hale getirmez bu yorumu.

Lütfen birisini veya bir kurumu önce saygısızlık, sonra da pişkinlik ve alınganlıkla suçlamadan önce  karşı tarafın da yorumlarınızla, daha doğrusu üslubunuzla ilgili eleştiri hakkına saklı tuttuğunu hatırlayın lütfen.

heyula

Alıntı yapılan: çizgidüşler - 26 Aralık, 2017, 11:59:44
çizgidüşler kaliteyi gün geçtikce düşürüyor.Benim aldığım kitapta da kesimler böyle idi ve açıkcası bu okuyucuya saygısızlıktır.Daha dikkatli olunmalı.

Maxi Zagor 17 orijinal malzemesi daha önceki sayılara göre yaklaşık %10 daha geniş çalışılmış, büyük ihtimalle bundan sonrakiler de böyle gelebilir. Bu durumda;

1- Resimleri %10 gibi küçültecektik, altta ve üstte fazla boşluk olduğundan ve resimlerin küçüldüğünden şikayet edilecekti
2- Resimleri cildin içine doğru çekecek ve dış kısımda fazla pay bırakacaktık, balonların cildin içinde kaldığından ve okunamadığından şikayet edilecekti
3- Kitabın enini %5-10 büyük yapacaktık, diğer 16 cilde uymadığından ve kütüphanede güzel görünmediğinden şikayet edilecekti.
4- Kenar kesim payına yakın tutup matbayı kesime dikkat etmesi, payın az olduğu konusunda uyaracaktık. Kesim hatası durumunda resim kısmı kesime gidecekti.

Biz en iyi çözümün sonuncu olduğunu düşündük ve tüm kitapların hatalı kesim yüzünden çöp olması ve tekrar basmak zorunda kalma riskine rağmen bunu uyguladık. Ama anlaşılan hata yapmışız, bu çözüm okuyucuya saygısızlıkmış.
Gelecek sefer için lütfen okuyucuya saygısızlığı içermeyen doğru çözümü söyleyin biz de onu uygulamaya çalışalım.

Geniş izah için teşekkürler.

haziran00

Alıntı yapılan: altay1944 - 26 Aralık, 2017, 14:13:49
fazlasıyla pişkinlik ve alınganlık kokan yazınızı okudum ve muhatabı ben olduğum için yanıt verdim.Bir zamanlar esnaflıkta müşteri daima haklıdır denirdi.Yanılmış atalarımız ..bildiğiniz gibi yapın eleştiri saklıdır vesselam

80 li yılları çabuk unuttuk, aldığımızda daha açmadan elimizde dağılan kitapları, basımı atlanmış sayfaları, tersden yapılmış baskıları vs vs

Şimdilerde ise  insanlar tutkuyla sevdikleri için bu kitapları çıkarmaya çalışıyor, mücadele ediyorlar. Ama bir arkadaş çıkıyor falanca kitabın orjinalinde font böyle değildi, fontu değiştirmişler okuyucuya saygısızlık, bir başkası mail attım  cevap vermediler okuyucuya saygısızlık, siz; kenar çerçeveleri daralmış okuyucuya saygısızlık. İnanın kimse kimseye saygısızlık yapmak için bir şeyler yapmıyor, demek ki bir takım gerekçeleri var ki (ben de şimdi okudum) o yüzden yapmışlar. Eleştiri eleştiri olmaktan çıkıyor. Ben de kendimce eleştiri yapıyorum ama okuyucuya saygısızlık kelimesine katılmıyorum.

Not: Siz yazmasaydınız okuduğum halde ben farkında bile değildim takılmadım da, her basılan kitap kazanılmış kitaptır.

Amacım sizi de kırmak değildi sevgili Altay1944 sevgilerimle.


ferzan

Alıntı yapılan: haziran00 - 26 Aralık, 2017, 18:57:34
80 li yılları çabuk unuttuk, aldığımızda daha açmadan elimizde dağılan kitapları, basımı atlanmış sayfaları, tersden yapılmış baskıları vs vs

Şimdilerde ise  insanlar tutkuyla sevdikleri için bu kitapları çıkarmaya çalışıyor, mücadele ediyorlar. Ama bir arkadaş çıkıyor falanca kitabın orjinalinde font böyle değildi, fontu değiştirmişler okuyucuya saygısızlık, bir başkası mail attım  cevap vermediler okuyucuya saygısızlık,

    Zagor Maxi ve çerçeve mevzusunun tamamen dışında bir şeyden söz edeceğim yukarıda alıntıladığım birkaç cümleye binaen...

    Evet, geçmişi göz önünde bulundurursak kesinlikle basılan her yayın kurtarılmış bir yayındır ve zaten bunun bilincinde bir şekilde elimizi cömertçe cebimize atabiliyoruz...Ne var ki bir şeyler şimdiki zaman itibariyle 20 sene öncesi gibi değil...Gelişim ve değişim, şükretme üzerine kurulmaz...Eleştiri ve kritik, karşılıklı iletişimle birleşirse gelişim gerçekleşir, bu esnada estetik kavramı da ihya olur şahsi fikrimce...

    Fontlara takılanlardan biri benim...Ama öyle her bir fonta değil...Kililana Şarkısı olsun, Oğulların Diyarı olsun, Broddeck Raporu olsun, Sıradan Zaferler olsun, Kedo olsun, bunlar hep sıradışı üretimler ve bu üretimlerde kullanılan font da, renk de, albüm tasarımı da öykünün omurgasına paralel gider...Atıyorum, falanca kitap büyük basılmıştır orijinalde...Çünkü çizeri ona göre emek harcamıştır...Arka planlar o formata göre detaylandırılmıştır...Bizdeki hafif bir küçültmeyi iyi-kötü idare ederiz, sonuçta cep boy da basılmamıştır ama kesim ayağına atıyorum serbest bir comics sayfası (çerçeve dışına taşan sayfalar gibi) bir parmak kadar kırpılıyorsa, burada içeriğe ciddi müdahale varmış gibi irkilebiliyorum...Ya da çizerinin sarsak atmosfere uyması ve konuşanların ilkelliğini yansıtmak için bilinçli olarak tercih ettiği cızırtılı yazı fontunun önemi idrak edilmeyip de pırıl pırıl bir yazı fontuyla okura verildiğinde (şayet orijinaliyle karşılaştırma fırsatı bulmuşsam) asabım bozulabiliyor...

    Aramızda pek çok sinemasever vardır eminim...Kim kalburüstü bağımsız bir festival filmini özgün dilinde ve Türkçe altyazı ile izlemek yerine 90'lı yıllar Show TV yabancı filmleri ayarında emanet bir dublajla şehirler arası otobüslerde izletilecek denli genel geçer bir seviyeye indirgemek ister?..Benim için orijinal font özgün sese, Türkçe çeviri de altyazıya tekabül ediyor ve özgün font kullanılmamış özel eserlerde tertemiz ve statik yazı karakterleri görünce (Oğulların Diyarı, Bihikaye, Broddeck Raporu vs.) dayanamıyorum...Öte yandan, balonlama başlı başına bir branş olduğu için ve şimdiki zaman itibariyle olanaklar ve işin mutfağına yönelik detaylara ulaşmak daha kolay olduğu için, haliyle insan biraz işin estetik kısmına yaklaşmak istiyor...Airborne 44 gibi hevesle kendini aldıran çekici bir çizgi romanda 1999 Aksoy Yayıncılık kafasında ya da 2002 Milliyet 'in ücretsiz ilavesi Kızılmaske ''Orman Barışı Tehlikede'' fasikülü gibi sınıra sıfır ve Şirinler Dergisi misali dev gibi yazılmış orantısız balonlamalar görmek istemiyor...

    Beş sene öncesine göre bile şu anki durumumuza şükrediyorum ve yayın bolluğu ile çeşitliliği karşısında şapka çıkarıyorum...Gücüm yettikçe de her çiçekten bal almaya devam ediyorum...Ufak tefek ayrıntılara takılmamaya çalışıyorum ama gözümü çok rahatsız eden şeyler oldu mu da zaten peşin şükreden biri olarak x2 şükredip de ses çıkarmamayı pasiflik olarak görüyorum...Çizgi roman benim için estetik bir bütünlük ve artık türlere kendi dilimde rahat ulaşabildiğime göre, ikinci kademeye geçmekte bir sakınca görmüyorum...Yani işin Türkçe sunumundaki edisyon değişkenlerine ve eleştirilerine...

    Karnım açken ve masamda düzenli bir şekilde yemek bulamazken, elbette iyi-kötü hiç bir yemeğin sorgulamasını yapmam, bulduğuma dua ederim ama yemek problemim kalmamışsa ve düzenli beslenebiliyorsam, masama gelen yemeğin besin değerinden kalorisine, tuz oranından yağına birçok şeyini kritik edebilecek bakış açısına da sahip olmam gerekebiliyor...Çünkü sağlık, lezzet ve ilerleme faktörünün bu kritikler sonucu varılacak görüş birlikleri yahut ayrılıkları vesilesiyle olabileceğine inanıyorum...

    Yukarıda verdiğim örneklerden bilhassa Kara Karga ile ilgili olanları bir süre önce yayıneviyle paylaştım ve olumlu geri dönüş aldım...Onların da aynı fikirde olduğunu ve bu konuda rahatsızlık duyduklarını öğrendiğimde içim bir nebze rahatlamış olsa da, devamında çıkardıkları yayınlarda ısrarla aynı fontta devam ettiklerini görünce ben de eleştirilerimi tamamen içime gömüp şayet çok beğendiğim ve beklediğim bir eser çıkmışsa detayını görmezden gelerek arşivlemeye devam etme kararı aldım...Bu eleştriler elzem miydi, benim için elzemdi ama bir şeylerin değişmeyeceğini görünce bıraktım...

    Hayatta bir çoğumuzu fazla etkilemeyen ayrıntılar var, bu ayrıntılarla uğraşan birileri olduğunda yadırgarız, hatta dalga geçtiğimiz bile olur ama söz konusu ayrıntılarda aslında hayatın lezzetini barındıran unsurlar olduğunu, o ayrıntıları hayatımıza dahil ettiğimizde farkederiz...Evet, font da balonlama da büyük meseleler olmayabilir ama doğru yansıtıldığı ve doğru kanalize olunduğu takdirde alınan zevki dörde, beşe katlayacağı ve okurunu bambaşka bir hisse sokacağı da inkar edilemez...

    Dediğim gibi, bu iletimin Zagor Maxi ve Çizgi Düşler ile ilgisi yok...Yalnızca haziran00 arkadaşımın alıntıladığım cümlelerine yönelik  söz konusu durumu kendi penceremden açıklama ihtiyacı duydum...Doğrudan bana söylenmiş bir söz yok ama ifade edilen noktanın önemi ve bu zamanın imkan bolluğu ve vizyonu ile bazı küçük ama önemli ayrıntılar için sessiz kalmayan az sayıda bir okur grubunun bakış açısını ve gerekçelerini ifade etmek istedim...Çünkü bu mevzu oturduğu yerden çekirdek çitletip laf kalabalığı olsun diye ona buna çamur atmaktan çok daha fazlası...Şükretmek ve yayıncıya bir teşekkürü çok görmemek; verilen emekleri takdir edip hakkını vermek çizgi roman adına ilerlemenin temelidir ama okur-yayıncı arasındaki iletişim ile estetik kaygılar çerçevesinde yapılacak karşılıklı bir kritik de o temel üzerine inşa edilecek bir yapıdır benim nezdimde...

    Konuyu saptırdıysam Zagor 'a da, yayıncısına da, başlığın takipçilerine de özürü borç bilirim... 
Bağnaz okur, memnuniyetsiz beşer, işkilli büzük, sıfır tolerans iksmen, taş kalpli ahkam efendi...

https://ucuztefrika.blogspot.com

caretta

Maksi Zagor 29.sayı "New York Sokakları" adlı 288 sayılık macera beni de pek sarmadı.
Evet Mangiantini'nin çizgileri güzel de senaryo pek doyurucu olmamış. Kitabı okuyalı epeyce oldu.
Bu kısa yazıyı yazmak için kitabı tekrar elime aldım. Sanki hiç okumamışım gibi. Sabun köpüğü gibi sönüp giden bir
kitap olmuş. New York sokaklarında o kadar kavga dövüş oluyor ortada bir tane bile polis yok!

Maksi Zagor 30.sayı asıl ilginç olanı. "Druidlerin Esrarı"adlı macera çok güzel fantastik bir macera.
İnşallah 2017'de çıkan bu sayıyı Çizgi Düşler bu yılki yayın programına alır...
Druid deyince aklıma Druid rahibi Kandrax geldi ama bu macerada Kandrax yok.

gamlıbaykuş

New York Sokakları' nı niyeyse ben çok sevdim. Konu klâsik olabilir fakat bazı sahneler (köpek dövüşleri, fareli sahneler vs.) ve konunun ilerleyişi ilgimi canlı tuttu. Finalde ki Çete savaşları da Dicaprio' nun filmini anımsattı bana. Kapak zaten enfes diyorum :)
Atilla abi, Zagor' da fantastik maceraları ben de severim. Druidlerin Esrarı yakın zamanda yayımlanır umarım...
Hayat ne kadar güzel, hoş,
Haydi durma sevgiline koş...

gamlıbaykuş

Bir de 30. sayının kapak ve örnek sayfalarını varsa eğer birileri paylaşabilse güzel olurdu...
Hayat ne kadar güzel, hoş,
Haydi durma sevgiline koş...

hanac

Alıntı yapılan: gamlıbaykuş - 03 Şubat, 2018, 21:04:13
Bir de 30. sayının kapak ve örnek sayfalarını varsa eğer birileri paylaşabilse güzel olurdu...

Senaryo: Antonio Zamberletti

Çizim: Marco Torricelli

Kapak: Alessandro Piccinelli








caretta

Ben düşe kalka,yaza boza Hanac'a gönderene kadar o paylaşmış bile...

gamlıbaykuş

Kapak yine çok güzel, merakla bekliyorum. Bu arada sağol Hasan abi, jet hızıyla faaliyet gösterdin.
Hayat ne kadar güzel, hoş,
Haydi durma sevgiline koş...

darkwood

Zagor maxi kapakları gittikçe güzelleşiyor, yine harika bir kapak çizmişler.
Kapağın itkisi ile hikayede oldukça merak uyandırıyor.
Darkwood Sakinleri..

hanac

Çizgi Düşler'den çıkan Maxi Zagor'ları okumaya başladım

İlk 3 sayıyı okudum



Maxi-1 Kara İntikamcı ortalamanın üstünde bir macera idi.
Darkwood'da cinayetler işlenmektedir ve suç Zagor'un üstüne kalmıştır.
Maceranın sonuna kadar katilin kim olduğu anlaşılmıyor, Laurenti'nin çizimlerine de zaten alıştık.

Notum: 6,5/10

Maxi-2 Hedefteki Adam vasat bir macera idi.
Orijinal Maxi-6 nın devamı sayılabilir, aynı suç örgütü tekrar iş başındadır ve karşılarında gene Zagor vardır.
Sedioli'nin çizimleri vasat, senaryoda Burattini olunca beklenti fazla olmuyor.

Notum: 5,5/10

Maxi-3 Hava Çetesi çok iyi bir macera idi, oldukça beğendim.
Icaro La Plume kaçırılır ve üvey kızı Zagor'dan yardım istemeye gelir.
Domenico ve Stefano Di Vitto kardeşleri Mister No'da tanıyorduk. Bu macera ile Zagor ekibine katılıyorlar.
Daha sonra 3 Maxi Zagor da yine karşımıza çıkacaklar.
Sonuç olarak çizimler muhteşem, senaryoda iyi (Burattini'ye rağmen  :) )

Notum: 8,0/10

hanac

Çizgi Düşler'den çıkan Maxi Zagor'ları okumaya devam ediyorum...

Maxi 4., 5. ve 6. sayıları okudum (Orijinal Maxi 16,17 ve 18)



Maxi-4 Dakotaların Topraklarında tam bir western macerası idi.
Çiko kaçırılır ve Zagor'da tabii ki kaçıranların peşinden gider. Olaylar Dakota'ları da içine alır.
Çizimler Mangiantini ve senaryo Mignacco'dan. Çok uyumlu bir ikili olmuşlar.

Notum: 7,0/10

Maxi-5 Adanın Gizemi mükemmel bir macera idi.
Zagor ve mahkumların olduğu bir gemi fırtınada kayalıklara sıkışır. Mecburen bir adaya çıkılır.
Klişelerle dolu ama çok akıcı bir macera. Çizimler Chiarolla ve senaryo Burattini

Notum: 8,5/10

Maxi-6 Göldeki Hapishane macerasına giriş müthiş idi. Ama sonra olay ormanda kovalamacaya döndü.
Bir başyapıt olabilirmiş, fırsat kaçırılmış. Mister No esintileri çok fazla idi.  :)
Çizimler çok iyiydi, Di Vitto kardeşler. Senaryo ise Mignacco.
Notum: 7,5/10

köstebek

Alıntı yapılan: caretta - 03 Şubat, 2018, 19:49:54
Maksi Zagor 29.sayı "New York Sokakları" adlı 288 sayılık macera beni de pek sarmadı.
Evet Mangiantini'nin çizgileri güzel de senaryo pek doyurucu olmamış. Kitabı okuyalı epeyce oldu.
Bu kısa yazıyı yazmak için kitabı tekrar elime aldım. Sanki hiç okumamışım gibi. Sabun köpüğü gibi sönüp giden bir
kitap olmuş. New York sokaklarında o kadar kavga dövüş oluyor ortada bir tane bile polis yok!

Maksi Zagor 30.sayı asıl ilginç olanı. "Druidlerin Esrarı"adlı macera çok güzel fantastik bir macera.
İnşallah 2017'de çıkan bu sayıyı Çizgi Düşler bu yılki yayın programına alır...
Druid deyince aklıma Druid rahibi Kandrax geldi ama bu macerada Kandrax yok.

Maxi Zagor 30 bu akşam elimden çıkıyor Atilla Abi. Ay içinde basılır, olmadı Eylül en kötü...

Evet Kandrax yok, ama macerada adı geçiyor. Zasgor bey, druid mevzusu gelince başından geçen Kandrax olayını anlatıyor.

köstebek

ve maxi 30'da "başka yer" ajanları da ortaya cıkıyor......