Galeri BD

Başlatan Peyami, 25 Eylül, 2016, 15:29:14

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 12 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

haysat

Büyük bir keyif alarak takip ettiğim bir sayfa oldu burası.

Altın Madalyona girdiğim de bugün Frankofon adına neler paylaşıldı neler öğreneceğiz diye merak içinde bakınıyorum.

Frankofon Türkiye için dipsiz bir kuyu ve bir kaç dost taş atıp duruyor, biz de onlardan gelen seslere kulak kabartıyoruz.

Başta Peyami ve Yunusmeyra olmak üzere tüm katkıda bulunan dostlara teşekkür ederim.
HİÇBİRİNİZ ANLAMAMIŞSINIZ
BENİ SİZİN YANINIZA HAPSETMEDİLER
SİZİ BENİM YANIMA HAPSETTİLER !

gamlıbaykuş

2. ve 3. kapaklar çok iyiymiş. Çizimler de güzel. Dediğiniz gibi Stephen King tarzı bir sos da eklenmişse tadından yenmez. Türkçesini okumak isterdim...
Hayat ne kadar güzel, hoş,
Haydi durma sevgiline koş...

yunusmeyra

Alıntı yapılan: Peyami - 09 Ocak, 2017, 19:48:15
Vay vay...Kadir Suavi diye sansürlediler o zaman TR'de hoş görülmeyecek çağrışımları engellemek için...Bakalım daha neler bulacaksın... ;)



"hürriyet çocuk magazin"in,1983 yılında çıkan ilk sayısından itibaren 25`inci sayısına kadar haftada dört sayfa yayınlanmış bir Pratt çizgi romanıydı,"anna ve dan"... derginin yönetmeni Ersin Burak`tı ve seçilen yabancı telifli işler belli bir çizginin üstünde örneklerdi... "anna ve dan-afrika ormanlarında" üst başlığıyla yayınına başlamış dizide,  4 macera (toplamda 100 sayfa...)  okumuştuk:
-wambo`nun ruhu geri dönüyor
-amon-ra`nın kayıp kenti
-köle tüccarları
-filler mezarlığı
not: sayısı az olsa da,bazı sayfa ve panellerde (ülkemizde adet olduğu üzere ;) ) yeniden düzenlemeler göze çarpar  ::)(örn: üstteki görselde,italya`da yayinlanan  ilk sayfa ile bizde yayınlanan görsel karşılaştırılabilir)...





orjinal macerada geçen isimler dergide şöyle kullanılır: "doktor livingston`un kızı anna,arkeolog dorya`nın oğlu dan,komiser randal,yüzbaşı mak gregor,teğmen tenton,rahip miller,kaptan luka ve Peyami`nin bahsettiği Türk albayın ismi kadir (ve ek olarak "suavi") "

öykü yapısı ve çizimlerin, geçmiş senelerin çocuk dergilerinin anılarını canlandırması zaten başlı başına "güzel"... Hugo Pratt gibi bir ustanın 50`lerin sonunda, arjantin`de yazıp-çizdiği öyküler bunlar... sonrasında avrupa`da çalışacağı çizgi romanlarda (akla bu öykülerin tiplemelerini,panellerini görünce çoklukla "corto maltese" gelir) dikkat çekecek tarzını haber veren üretimlerden olması albümü değerli kılıyor...

"anna ve dan" hakkında söylenebilecek "en güzel" şeyleri Peyami söylemiş :) başka şeyler de söylenebilir mi ? belki de bundan sonra söylenecekler Hugo Pratt`a dair olabilir...

bir başka başlığımızda (latin çizgi romanlarında,"l`eternauta" çizgi romanı ile ilgili olanhttp://altinmadalyon.com/altin/index.php/topic,10061.0.html) arjantinli ünlü çizer ve yazarlardan bahsederken, kısaca Pratt`ın arjantin yıllarından da konu açmıştık... "venedik grubu"ndan (ki avrupa`da iken beraber çizgi roman yaptıkları isimlerdir; Dino Battaglia, Paolo Campani, Domiano Damiani, Mario Faustinelli ve Alberto Ongaro ) bazı arkadaşlarıyla  geldikleri ülkede, "abril" adlı yayınevinin kurucularından ve arjantin çizgi romanında önemli bir yere sahip Oesterheld 'le çalışmışlardı...




Oesterheld`in yönetimindeki "hora cero" dergisinden bahsederken, burada Pratt ile ortak çalışmalarına da (mesela "ernie pike"...)göndermeler yaptık...tabii Pratt`ın , Oesterheld ile çalışmalarının tarihi "hora cero" dergisinden daha eskiye dayanıyordu...önceki dergilerde ("frontera","misterx"...) çizdiği serüvenler ve tiplemeler (sargento kirk,ticonderoga...) daha sonra albüm olarak avrupa`da da kolekiyonlara dahil olmuştu...westernler,savaş hikayeleri çizmişti...



40`ların ikinci yarısında, milton caniff ve noel sickles gibi ustaları inceleyerek başladığı çizgi roman macerası;  bu kısa serüvenler aracılığıyla,daha önce ortaklık yaptığı Oesterheld gibi usta çizgi roman yazarlarından bağımsızlaşacak döneme giriyordu ..."anna ve dan", tam da bu özel dönemde çizilmişti... çizimler, 1949 yılında geldiği arjantin`de;  12 yıllık çizgi romancılığında eriştiği "rafine" dönemin habercisiydi...maceraların anlatımındaki sadelikle; afrika`yı, tarihi bazı olay ve ayrıntıları (hikayeler hemen 1.dünya savaşı öncesi geçmekte..) hikayesine "kolayca" katabilen kurgusuyla da ( o mütevazi sayfa sayılarının ötesinde) önemli bence...


HULK DEĞERLİ BİR KAHRAMANDIR!
HSD YENİ ÜYELERİNİ BEKLİYOR

yunusmeyra

Alıntı yapılan: Peyami - 10 Ocak, 2017, 18:21:28
............................................

Tarkan müthiş çalışmalar yapmışsın yine...Görseller harika...Hele şu Corriera dei Piccoli kapağı aynı resmi o kadar enfes sunuyor ki..Fark yaratmak böyle bir şey herhalde...Yazıyı da akşama çayla okur, görselleri daha ayrıntılı incelerim. Ellerine sağlık, hakkın ödenmez valla.. ;)

estağfurullah Peyami  :) bu bahsi geçen öyküler ve senin "hürriyet çocuk magazin" dergisi içeriğinde saydığın diğer çizgi romanları, çıktığı yıllarda   ve geçen yıllar içinde bir kaç defa edinip okuma şansı buldum(milliyet çocuk,tercüman çocuk,yaman vd)...ancak artık hiç biriktirmiyorum...bu yönüyle "arşivcilik" merakım "su götürür"  ;) (güncel okumalarımda da benim için "kitap" okunur ve biter  ;) notlar almış,bazı sayfaları tarayıp arşivlemiş olabilirim ama "biriktirmiyor" veya "koleksiyon" yapmıyorum  :) )

önceki mesajlarında bahsi geçen(çizgi diyarı gibi...) forum,site ve daha bir çok blogda, son 7-8 yıldır,geçmiş bir çok seri ve kitapla ilgili "taranmış" örnek dijital kopyaları bulabiliyorum...bazılarına ben de katkıda bulunuyorum ve ortak bir havuz oluşuyor buralarda...ve devletin,kültür bakanlığının,üniversitelerin,yayıncıların yapması gereken bir çalışmayı buralardaki "meraklıları" yapıyor  ;) "çizgi roman" dergi ve yayınlarına da özellikle "sahip çıkılması" gerektiğini ,zaman içinde bizlerde öğreneceğiz sanırım...

"telifli ve güncel yayınların paylaşılmasına karşı olmakla" birlikte, kabul etmemiz gereken bir gerçek var ki; bugün kütüphanelerde bile bulunamayan veya pek çok kişinin araştırma için bile bulamadığı döküman bu medyalarda karşımıza çıkıyor :) hatta daha ilginç olan,piyasada yayınlanan bazı "ansiklopedi" ve çizgi roman araştırmalarının eksik-gedikleri,maddi araştırma hataları (misal: seri,albüm veya kahraman hakkında mevcut kayıt,kütüphane ve koleksiyoncularda olandan farklı ve fazla bilgilerin varlığı konusu...) buralardan düzeltiliyor kimi zaman... ve bende çoğunlukla görsel ihtiyacımı,yerli ve yabancı "fan sitelerinden","koleksiyoncuların paylaşım sitelerinden" karşılıyorum...tabii ki vakit buldukça pek çok "merakımı" gidermek için "kütüphanelere" yolum düşüyor ,çünkü bazı dergi ve kitaplar hala  sadece oralarda bulunabiliyor (ve hala bazı kütüphane kataloglarındaki "redkid","red kit" ve "red-kit" gibi farklı yazımlardan dolayı 3.,5. gidişimde ulaşabildiğim serilere (1959yılı,60 ve 75 kuruşluk ilk yayınlar mesela) "çocuk"gibi seviniyorum  :) )

adedi binleri bulan bir çok çizgi roman albüm ve serisinin geçmiş 35 yılda "elimizden gelip geçmişliği" var ::) ve hepimiz gibi keyifle ve "çokça mesai harcanarak okuduğumuz" uzun yıllarımız oldu... (çok şükür bu tarz "mesaileri" zevkle harcamış yaşlı-genç pek çok dostumuz forum üyelerimiz arasında  :) ) "nostalji" sınıfında paylaşımlar yapıldığında bu tarz bir "deneyimin" faydası da muhakkak...bazı mütevazı notlarımız,fotokopilerimiz ve kütüphanelerden okumaya devam edip,merakımızı giderdiğimiz "küçük zamanlarımız"da var çok şükür...zaten buralardan "biriktirebildiklerimiz" ve hafızamızda kalanlarla; türe yönelik yayınlarda (çok az yayın ve makale olsa da  :-[ ) rastlayıp not aldıklarımızla bu sitelerden yararlanıyoruz...yoksa internetteki pek çok paylaşım ve "bilgi" de maalesef hatalı,eksik veya yetersiz...bunun için pek çok "bilgi" ve paylaşımı; ya kişisel deneyimlerle (bu ancak zaman içinde masrafli ve uzunca bir mesai ile mümkün ) ya da kütüphane veya "güvenilir" koleksiyonlarla,koleksiyoncularla "teyit etmek" gerekiyor...

çeşitliliği "binlerle" ölçülen "çizgi roman evreninde"; yeni,farklı ve keşfedilmeyi bekleyenlere ulaşıp, bunun  tanıtıtımını ve heyecanını, karşılıksız bizlerle paylaşan sizin gibi dostlarımız, asıl teşekkürü hak ediyor  :)

Alıntı yapılan: Peyami - 10 Ocak, 2017, 22:07:12


http://altinmadalyon.com/altin/index.php/topic,10061.0.html)

.........................................
The Eternaut ÇR'ını (El Eternauta) 2015 yılında Nikopol dostumuz foruma tanıtmış meğer.
.........................................

Nikopol`ün açtığı başlıktan beri," bu albümü kim basacak" diye ciddi ciddi düşündüğüm oluyor

Alıntı yapılan: Peyami - 10 Ocak, 2017, 22:07:12
.............................

Anna ve Dan'ın ilk sayfalarının karşılaştırılması hemen şu soruyu akla getiriyor. Metinler büyük oranda basitleştirilerek değiştirilmiş. Acaba bunu çocukları hedefledikleri için mi yaptılar yoksa karışık gördükleri kısımları kendileri mi yorumladı?

Mesela kaledeki dört subayın profilinde Türkçe versiyonda sadece isimleri yazarken, Fransızcasında şu tanımlamalar var:

Kumanda Randall: Kimse ne düşündüğünü bilmezdi.
Yüzbaşı MacGregor: Herkes ne düşündüğünü bilirdi.
Teğmen Tenton: Kimse ne düşündüğünü merak etmezdi.
Rahip Miller:Hiç bir şeye canını sıkmayan tek kişiydi.

bir ara (uzunca bir ara ...) bendeki "anna ve dan" gibi bazı dergi maceralarının sayfaları ile internet ortamında(.pdf formatındaki) temin ettiğim bazı yabancı derlemelerin-albümlerin sayfalarını karşılaştırmıştım... bizde balon ve balon içi yazılarda bolca "sadeleştirme"  ve hatta bazı panellerde "keyfi" düzenleme (kesme,biçme,daraltma,küçültme gibi  :D ) olduğu görülebilir(ki bu bizim çizgi roman basımında neredeyse "ata sporumuz" gibi olmuştur bir dönem  ;D )... verdiğin örnekteki gibi rahatça görülebilen   uygulamalara sebep; "yaşa uygun hale getirmek" gibi subjektif bir çalışma olabileceği gibi bunu dışlamadan, çeviri yetersizlikleri de sebepler arasında sayılabilir ...
not:bizdeki çizgi roman çevirileri konusunda hazırlanmış (içinde anılara ve röportajlara da yer verilen) yayınlanmamış bir kaç tez çalışması olacaktı...hatta bu konulardan bahsedilen bir panel`de yapılmıştı...)

"Başlık: Süreç odaklı bir bakışla Türkiye'de çizgi roman çevirileri
Yazar: Polat, Hasan Ali.
Yayın Bilgisi: [y.y.] : 2006.
Fiziksel Tanımlama: VIII, 142 y. : res. ; 30 cm.
Genel Not: İngilizce özet var.
Tez Notu: Tez(Yüksek Lisans)
Özet: ÖZET Bu araştırmada amaç, Türkiye'de çeviri çizgi romanları bilimsel bir temelde incelemektir. Araştırmada çeviri çizgi romanlar süreç başlığı altında incelenirken, süreç kavramı hem tarihsel süreç hem de çeviri süreci anlamında kullanılmıştır. Çalışmmada, çeviri çizgi romanlar ve çevirilme süreçleri çeviribilimsel kuramlar ve yaklaşımlar bağlamında ele alınmıştır. Çizgi roman çevirilerine yönelik tarihsel süreç 1928-2005 yıllarını kapsayan bir kornoloji ile değerlendirilmiş, ayrıca çeviri öncesi ve çevirisüreci kararlarının ortaya konulmasında veri kaynağı/bütünce olarak 1970 sonrası çeviri ve yayıncılık yapan çevirmen ve yayınevi yetkilileri ile söyleşiler gibi metin dışı kaynaklar kullanılmıştır. Araştırmanın veri kaynaklarının değerlendirilmesinde, Türkiye'de çizgi roman çevirisinin ve yayıncılığının sosyal ve kenomoik koşullardan farklı dönemlerde fanklı biçimlerde etkilendiği, çeviri çizgi romanların çevresel konumdan merkezi konuma doğru gelişerek erek çoğul dizgede yer edindiği, çeviri çizgi roman yayıncılığında niteliksel yönden kaynak metne yakın bir düzeye ulaşıldığı saptanmıştır. Araştırmanın diğer bulguları ile çeviri öncesi ve çeviri süreci kararlarını etkileyen etmenlerin belirlenmesine yöneliktir."






HULK DEĞERLİ BİR KAHRAMANDIR!
HSD YENİ ÜYELERİNİ BEKLİYOR

nikopol

Alıntı yapılan: yunusmeyra - 11 Ocak, 2017, 01:44:27
Nikopol`ün açtığı başlıktan beri," bu albümü kim basacak" diye ciddi ciddi düşündüğüm oluyor

Aslinda benim gonlumden gecen, orijinalinde de haftalik olarak yayinlanmis bu eseri bir gazetede tefrika edilirken gormek. Maalesef oyle bir vizyon, bizim yayincilarda mevcut degil.

yunusmeyra

Alıntı yapılan: Peyami - 11 Ocak, 2017, 23:00:37
Hasan Ali Polat'ın tezine bakılabilir ama diğer söyleşi ya da panellerde genç isimler var. Bu sorunun cevabını en azından birinci elden verebileceklerini sanmıyorum doğal olarak. Aslında en iyisi nedir biliyor musun? Kamerayla gidip yaşayan Türk ÇR sanatçıları ya da sektörde çalışmış ustalarla röportajlar yapılacak. Kamera olmazsa hiç değilse röportaj ya da sohbette ses kaydı yapılacak. Tabii bu röportajlara hazırlıklı gidilmesi gerektiğini söylemeye gerek yok.  Dergilerin künyelerinden isimler belli zaten. Mesela Yalçın Didman. Galiba Hürriyet Çocuk'ta yayın kurulunda ve pek çok yazıya ilüstrasyonlar yapmış. Projeyi anlatacaksın, nokta sorularla mikrofonu uzatıp bol bol konuşmasını sağlayacaksın. Her konuda ne bilgiler hikayeler vardır kim bilir...Bak Sinan Gürdağcık ustayı 2015'te kaybettik mesela. Şimdi elimizde amatör de olsa bir belgesel olsa fena mı olurdu?  Anılarını yazmış olsaydı ne çok şey öğrenirdik. Artık bu işleri yapmak eskisi kadar zor değil. Bu ülkede ÇRı geliştirme ile ilgili adamakıllı bir kurum, dernek vs  olsa ilk bu projeyi başlatmasını isterdim. Bir belgesel çılgını olarak ara sıra aklıma gelip vakitsizlikten, genelde İstanbul'da olmamaktan ve kaotik yaşamımdan ötürü bu düşünceye zaman ayıramıyorum maalesef. En iyisi Fransa'da Çizgiroman sanatına ve sanatçılarına dair çıkan kitaplardan bahsedeyim ileride bir yazıda. Bu da atlanmaması gereken bir konu aslında. Örnek olur belki.  :)

küçük foto`nun çekildiği panelde senin bahsettiğin konularda konuşulmuş diye aklımda kalmış... özellikle Halit Kıvanç,"efsanevi" asteriks balon yazıları,isimlendirme buluşları ve çeviriye müdahaleler gibi konularda sorulara yanıtlar vermiş...ustanın hemen yanında oturan Zeynep Akkuş; "tex çevirileri,fumetti efsanesi,çizgi roman delisi..." kendisi bir çok çizgi roman yayıncısı ve eski çevirmenini de tanıyan;eminim eski yılların "çeviri muhabbetleri" konusunda bir dolu hatırayı ilk elden dinlemiş "genç" emektarlardan...hemen onun yanında Fatih Okta var; yazar ve çevirir,çevirir ve yazar, aynı zamanda basında (buna konuştuğumuz derginin yayıncısı olan Simavi ailesinin dergi ve gazeteleri de dahil) ve pek çok yayında çizer olarak emek vermiş (eski de bir dostumuz  :) ) "gönül adamı" ...Fatih`in hem kendi deneyimleri  hem de tanıdığı meslek dostlarından (tam da hürriyet çocuk`ta çalışmış galiba dediğin, Mehmet Dal ile ayrıca  dergi yönetmeni,ressam Ersin Burak ve diğerleriyle dostlukları da vardır tahminim) derlediği anıları tahminim çoktur   :) hatta bir bölümü şimdi kapanan "çizgili forum" sayfalarında kayıtlıydı  :'(

Hasan Ali POLAT'ın "SÜREÇ ODAKLI BİR BAKIŞLA TÜRKİYE'DE ÇİZGİ ROMAN ÇEVİRİLERİ" tez çalışmasının ek bölümündeki
röportajlarda da bir yönüyle bahsi geçen konulara değinilmekte...kitap internet`te  bulunabilir durumda,ayrıca tommikser başka bir bahane ile şurada alıntı yapmıştı: http://altinmadalyon.com/altin/index.php?topic=1643.0

Peyami,bunlar yeterli mi dersen  :'( evet az,çok az...bu yüzden dileklerine ve isteklerine tamamen katılıyoruz..."katılıyoruz" dedim, çünkü forumumuzda ve dışında bir çok çizgi roman sevdalısı olarak en fazla hayıflandığımız konulardan biridir bu söylediklerin...özellikle çizgi roman yazar-çizerleri,yayıncıları,filanca tarihin yayınları-dergileri mevzu edildiğinde konu bazen tıkanır ve adeta "susar"...

basılı röportaj ve anı kitapları,televizyon kayıtları o kadar cılızdır ki; dönemin ve sanat çevresinin,piyasanın "tanıkları" dendiğinde susar kalırız çoğu zaman...belli isimlerin "kayıt" altına alınan yaşam ve meslek öyküleri vardır ama hem dönemin başka tanıklarıyla tam bir sağlaması yapılamamış,hem de senin dediğin gibi "nokta atışı" sorularla önemli ayrıntılar yakalanamamış durumdadır... döneme şahit olan pek çok yayıncı,meslek erbabı veya koleksiyoncu ise "bildiklerini" sözel ortamda "çok iyi" paylaşırlarsa da iş yazıya dökmeye gelince "isteksiz" olurlar...dediğin gibi onları konuşturacak ve konuşunca da kayıt altına alacak çalışmalar yapılmalı...

acıdır  :-X basın ve yayın sektörü yıllarca iç içe olduğu pek çok yaratici ismine bile sahip çıkmamış,yaptıkları işlerle ilgili kayıt tutmamış ,geriye döküman bırakmamış... bir ara müthiş bir enerji ve heyecanla (ve umarım hala öyledir)  bununla ilgili adım atan  dostlarımız oldu...bunların çoğu (bazıları şimdi kapanan..) "çizgi roman forumlarının" sayfalarında kaldı...bazıları bolca fotoğraf ve sohbet içeren bir kısmı ise halihazırda belli forum sayfalarında mevcut,fakat sayısı az... geçen yıllar içinde (1990`lardan bu yana mesela) "serüven dergisi",yky-sanat dünyamız"çizgi roman özel sayısı",Levent Cantek`in"çizgi roman ve mizah dergileri" üzerine kitapları,"darkwood sakinleri" gibi çizgi roman üzerine yazılar yayınlamış ancak kısa ömürlü olmuş bazı çalışmalarda da az sayıda "röportaj,sohbet vs" var...bir de aktüel,tempo,milliyet sanat,hürriyet gösteri,express gibi haber,aktüalite ve sanat dergilerinde;günlük gazeteler (cumhuriyet,hürriyet,radikal...) ve eklerinde; gır gır,joker gibi çizgi ve mizah dergilerinde yer alan "yazılar" var son 30 senede...bunlar dağınık ve dökümü tam yapılamamış bile olsa (ki eksikleri olsa da,basılı yayınlarda çizgi roman yazıları kaynakçası gibi çalışmalar mevcut) öyle ciltleri bulan bir yekünü de teşkil etmiyorlar...yani işin özcesi "yapılacaklar" hala çok daha fazla...ancak bir yerden de başlanması gerekli...

gölge e-dergiden arkadaşımız Ahmet Yüksel bu adımları atanlardan biri oldu geçtiğimiz yıllar içinde: Türk basın ve yayınlarında çizgi roman türünde çalışmış,ürünler vermiş değerli ustalarla bir seri söyleşi yaptı (ve inşallah devam eder),"gölge" dergisinde yayınladı... mesela Suat Yalaz ile yaptıkları ve kayıt altına aldıkları, ayrıca "gölge" e-dergide yayınladıkları (94.sayı) uzunca ve "çok özel" bir söyleşi mevcut...ancak bu uzun söyleşilerin,röportajlarında dolaşıma girip tartışılması tabir yerindeyse olgunlaşması gerekiyor...aynı konuda başka tanıklıklar ve yazılar,yayınlar bazen "kayda alınan"ları tekrar sorgulamayı ve mümkünse belli kişileri "terk-i dünya" etmeden bulup, yeniden sormayı gerektiriyor...bu konuda bir örnek vermek isterim:

yerli çizgi romanlar konusunda da yazilar yazmiş Kaya Özkaracalar`i bilenler vardır ;kendisi ülkemizde yayınlanan belli çizgi roman dergi ve kitaplarında,sınırlı sayıda da olsa yazılar yazdı (tabii film vs konusunda başka bir ton yazısı vs var :) ),koleksiyonlar ve türler,kahramanlarla ilgili bildiklerini paylaştı..."çizgili hayat kılavuzunda" frankofonlar bölümünde yanılmıyorsam, "red kit" üzerine de Levent Cantek ile yazısı var;bu yazida ve "red kit" isminin nasıl verildiğine dair yazılan (başka yazarlar ve muhabirler tarafından...) pek çok başka yazıdaki bilgiler onu tatmin etmemiş olacak (ki haklıydı,mevzu bir efsane halinde anlatılsa da tanıklıklarla ve 1959 civarındaki yayıncıların anlattıklarıyla,yayınlarla,meslek erbabı başka tanıklıklarla desteklenmeyen,çelişen  bir yığın yönü vardı; merak edenler bu konu için "gölge" 93 ve 97. sayıları okusunlar,ıssue`da mevcut); konuyu araştırdı ve bulduklarını bizlerle paylaştı...ve bilinen ve sıklıkla paylaşılan "red kit" isminin verilmesi "efsanesi" ( hani rahmetli Ferdi Sayışman`a atfedilen) şimdi farklı yorumlanmayı hakediyor  :o  ;)

mesela bizim adminlerimizden Hanac  brother :) yayınevleriyle söyleşi ve röportajlara başladı...ve "zirve" de bıraktı  ;) halbuki e-dergimizden ve forumumuzdan başlayıp kayıt altına almış olacağımız harika "yayınevi" röportajlarımız olacaktı... yahu bir Hennessy bro var ; "Hennessy'den Röportajlar" diye bölümü ve yayınlanmış (basılı dergilerde...) röp.ları var , katıldığı toplantılar ve kişisel dostlukları var...ama röp. yapmıyor  ;)  ::) yaptıkları kayıt altında, ancak neredeyse hepsi yabancı "çizerlerle" yapılmış durumda...

bi şeyler yapmalı  :)
belki hiç bir şey yapamasakta, senin dediğin gibi; bu konuda farklı ülke ve ekoller dahilinde yapılmış çalışmalardan örnekler paylaşarak bir taş koyabilir,konuya ilgi duyacaklara örnekler sunmuş oluruz...bu konudaki ilgili mevcut başlıklarımızı güncel tutabiliriz ve zenginleştirebiliriz... bir de Hanac ve Hennessy biraderler bize "güzel röportajlar" yapabilirler  ;)
HULK DEĞERLİ BİR KAHRAMANDIR!
HSD YENİ ÜYELERİNİ BEKLİYOR

rumar80

ASGARD

Xavier Dorison'un yazdığı, Ralph Meter'in çizdiği iki sayılık macera.

   Viking toplumunda sakat doğan çocuklarını öldürmek bir gelenektir. Ancak genç adam ilk doğan çocuğunun sağ ayağı dizden aşağı olmadığı halde bu geleneğe uymaz ve geleneğe sebep olan tanrılara inat oğluna Asgard adını verir. Genç Asgard büyür, kendine demirden bir bacak yapar. Önce kralın korumalarından biri olur, ardından da canavar avcısı.
   Viking köyleri teknelerine saldıran ve insanlarını öldüren bir canavar yüzünden büyük sıkıntılar çekmektedir. Ne balıkçılar ne de ordu denize açılabilmekte, yağma yapabilmektedir. Yapılması gerekn tek şey canavarın yok edilmesidir. Bu amaçla Asgard kiralanır. Yanına kralın bir muhafızı, köle bir kız, sarhoş bir şair ve kocası canavar tarafından öldürülmüş bir kadını alarak yola çıkarlar. Ancak karşılarındaki sıradan bir canavar değil, zeki, kurnaz ve aynı zamanda kindar bir yaratıktır. İnsan ile canavar arasındaki mücadeleden kim ayakta kalacaktır?
   Kuzey topraklarında geçen bir Moby Dick hikayesi var karşımızda. Asgard da kaptan Ahab gibi tek bacaklı, canavar da Moby Dick kadar zeki ve düşmanını öldürmek için peşini bırakmıyor. Kısaca konu klişe olabilir ama çizimler ve ortam çok güzel. Kuzeyin soğuğu insanın içine işliyor. Başarılı bir kısa seri olmuş. Türün meraklıları için okunası bir tat.

   Daha önce de dediğim gibi okudukça burasına destek olmaya devam edeceğim.
   Sevgiler.

hanac


yunusmeyra

Rıza`nın seçtiği albüm,yazar ve çizeriyle,"al beni" diyor  :)  "johan&pirlouit" ve "asteriks"ten bob morane ve thorgal`a,blueberry`e bir yığın eski ve güncel "frankofon" serisine vakıf Rıza, ek okumalarıyla  bizlerle,valla harika oldu  :)

Peyami sohbete devam tabii  :) bu vesileyle bazı çağrılar:"Musée de la Bande Dessinée..." http://pizagorgunlukleri.blogspot.com.tr/2016/02/musee-de-la-bande-dessinee.html?view=mosaic yazıları ve gezileriyle,frankofon "notlarıyla" blog`una daha özenli davranan  ;) pizagor dostumuz neden buraya da yazmıyor  ::) yurtdışından bize her daim,frankofon dahil yeni albüm ve tanıtım yapan Emre Özdamarlar hala "kariyer" yapıyor ve çizgi roman okuyamıyor mu  ;) hollanda`yı mesken tutup,çizgi roman peşinden "manaus"a,"milano"ya giden Nemo hiç frankofon albüm almıyor mu? nerede bu devlet,nerede bu millet  ;D
HULK DEĞERLİ BİR KAHRAMANDIR!
HSD YENİ ÜYELERİNİ BEKLİYOR

nicholaihel

Yine bir dergi yazısı kıvamında tanıtım Peyami'den. Kullanılan ilk görsel adeta Where is Waldo? :)

Konuyu okurken de aklıma Jonathan Safran Foer'in romanı Everything is Illuminated ve ondan uyarlanmış film (ki çok severim) geldi. Orada da dedesinin hayatını kurtaran kadını arayan yazarın yolculuğunu izlemiştik.

nicholaihel

Peyami, Hayvanlarla ilgili kitap "Hayvan Yemek" mi acaba? Yazarın kendisi hem musevi kökenli hem de vejetaryen olduğu için gıda konusunda hassas. Benim de bu konuda hassasiyetlerim var. Yer yer benim için fazla uç  olsa da etkileyici, belgesel tadında bir kitaptı. Filmi ben çok severim. Sizin de beğeneceğinizi umuyorum.

rumar80'in tanıtımını okur okumaz (salt yazı olunca) Google görsellere koşmuştum ve çizimleri beğenmiştim zaten. Bu ara sıra gelir mi bilmem. Önceliğim (henüz edinmediğim) Chaboute'nin uyarlamasında.

rumar80



Uzun zamandır foruma cep telefonu üzerinden girdiğim için yazdığım yazılarda eskisi gibi resim paylaşamıyorum.  Biraz da benim bu konularda özürlü olmamdan da kaynaklanıyor bu sorun. Bu nedenle okuyan arkadaşlardan özür dilerim. Ayrıca resimleri paylaştığı için de sevgili Peyami'ye teşekkür ederim.
   Gelelim konumuza :
   Bu sefer seriyi tanımadan önce bu yazımda bazı açıklamalar vererek konuya bağlamayı planlıyorum.
    Bu aralar digiturk yeni sahipleri Bein grubuna resmi olarak geçtiği için 13 Ocak gününden itibaren 1 numaralı kanalda James Bond toplu gösterimi başladı. Beni tanıyan dostlar bilir. Sıkı bir Bond fanatiğiyim.  Her filmini defalarca izledim, her kitabını okudum,  oyununu oynadım vs. Hatta e dergimize James Bond üzerine yazılar da yazdım. Bu nedenle burada tekrar izlemem de cok şaşırtıcı değil.  En azından benim için.
    Çoğumuz  James Bond'un yazarının Ian Fleming olduğunu biliriz. Fleming ikinci dünya savaşı sırasında İngiliz istihbaratında çalışmış savaş sonrası emekli olup Jamaika'da Gokdeneye adlı malikanesinde kitaplarını yazmaya başlamıştır.  Kitaplarına kahraman adı ararken okuduğu kuşlar ile ilgili bir kitabın yazarının adını beğenmiş ve böylece James Bond adı ortaya çıkmıştır.  Ancak kimse Fleming'in ikinci dünya savaşı sırasındaki görev tanımını tam bilmez.  Yakın akrabası olan Cristopher Lee bile röportajlar bundan bahsetmez. Bu konu hep karanlık kalmıştır.
    Yine ikinci dünya savaşı sırasında Amerikan ordusu şifrelerinin düşmanlar tarafından kolayca kirilabildigini görünce bir çözüm aramış ve çözümü de Navajolarda bulmuştur.  Mesajlar Navajo dilinde verilmekte ve her grupta bir Navajo askeri bunu tercüme etmektedir. Bu yüzden de bu askerlere gözleri gibi bakmak zorunda kalmışlardır.  Hatta bu konuda Nicholas Cage'in baş rolünü oynadığı wind talkers diye bir film çekilmiştir.
     Peki İan fleming,  Navajolar ve ikinci dünya savaşı nerede birleşecek?  Jean Luc Salle'ın yazdığı ve Cristophe Alliel'in  cizdiği Spynest'te.  Üç sayılık bu casus macerasının ikinci bölümü bitmek üzere.  Macera tamamlanır tamamlanmaz sizlerle. 
   Sevgilerle
   Bir kez daha resim konusunda özür dilerim.

nicholaihel

Böyle balonlar değil de, hafif hiyeroglif tadı veren kendi karakterlerinin çizimleri daha güzel dururdu sanki.

nicholaihel

İshakpaşa Sarayı ve Doğubeyazıt'tan sahneler olması çok şaşırttı. Bu detayı paylaşmış olmanız çok güzel. Bana ziyaret etmek nasip olmuştu. Giderken araştırmalarımda "60'larda avrupadan çıkan hippilerin Hindistan'a Nepal'e uzanan efsane yolculuklarında Doğubeyazıt'ın da önemli bir durak" olduğunu okumuştum. "Acaba ne vesile ile dikkatlerini çekti" diye düşünürken aklıma bu çağrışım geldi. Gerçi eser futuristik yazar da 1969 doğumluymuş ama...

rumar80



Amerikan gizli servisi Alman gizli servisinin iletişimlerini anlamalarını önlemek için yeni bir yol denmektedir.  Bu nedenle Navajo kökenli ajanları bayan Terry'yi Almanların yaptıkları gizli silah hakkında bilgi toplamak üzere Paris'e yollarlar.  Terry incelemeleri sırasında yatağa kelepçelenmiş, üzerinde sadece iç çamaşırları olan bir İngiliz casusu ile karşılaşır.  Kurtardığı bu casusun adı Ian Fleming'dir.  İki ajan aynı amaçla hareket ettiklerini öğrenince birlikte çalışmaya  karar verirler.  Gizli silahı bulabilecek ve önleyebilecekler midir?
   Spynest 3 sayılık bir macera . Her cilt ayrı bir macera gibi görünse de bir bütünlük içinde okuyabiliyoruz.  İlk kitapla birlikte tarihi bazı gerçeklerden yola çıkarak tempolu bir  casus öyküsü anlatılıyor.  Tarihi karakterler de öyküye konuk oluyor. Winston Churchill,  tahttan feragat eden 8. Edward gibi.
    Hikayenin tamamı Bond filmlerine bir saygı duruşu tarzında.  Fleming'in karakteri, güzel ama tehlikeli Alman askeri, dünyayı yok ede bilecek bir cehennem silahı,  onu koruyan bir nevi süper kötü,  aksiyon ve içinde komedi.  İlk kitabin açılış sayfasi da Ursula Anders'a bir saygi duruşu. Bond'un klasik içkisi bile karşımızda.
    Sonuç olarak ikinci dünya savaşı sırasında geçen heyecan dolu bir casus öyküsü spynest. Her sayfası keyifle okunan, sade çizgileri ile özgün bir çalışma. Umarım benim kadar seversiniz.